Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4659 E. 2014/1625 K. 07.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4659
KARAR NO : 2014/1625
KARAR TARİHİ : 07.03.2014

Mahkemesi :Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :14.02.2012
Numarası :2011/258-2012/32

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl ve birleşen dava, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karar, davalı iş sahibi idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasında 08.01.1993 tarihli “Çok Maksatlı Spor Salonu ve Atletizm Pisti” yapımı işine ilişkin sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme imzalandığı tarihe göre mülga 818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddeleri hükmünde tanımı yapılan bir “eser” sözleşmesidir. Asıl ve birleşen davada davacı şirket yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici sözleşme konusu işin yapımını 74.032,00 TL ihale bedeli ile birim fiyat esası
üzerinden üstlenmiştir. Sözleşmenin 2. maddesinin F bendi uyarınca Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin ekidir.
Asıl davada davacı yüklenici ilk talep olarak 2003 yılında yapılan imalâtlarla ilgili hakedişlerin geç ödenmesi sebebiyle (2004 yılına sarkan ve fakat 2003 yılı fiyatlarıyla ödenen imalâtlar için) uğradığı zararını istemiş, yine birleşen davada da hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle doğan fiyat farkı alacağının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 08.06.2011 tarihli asıl ve 23.12.2011 tarihli ek bilirkişi raporunda, sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. maddesi uyarınca hakedişlerin idareye verildiği günden itibaren toplam 60 gün sonunda ödemenin yapılması gerektiği, oysa 50 ve 51 nolu hakedişlerin ödemelerinin toplam 7 gün geciktiği, bu nedenle 7 günlük süre uzatımı verilmesi gerektiği görüşüyle 7 günlük süre için sözleşme yılı fiyatlarıyla 2004 yılına aktarılması gereken ödenek belirlenmiş, daha sonra sözleşme yılı fiyatlarıyla belirlenen bu miktar Bayındırlık Bakanlığı karne katsayıları uygulanarak ayrı ayrı 2004 ve 2005 yıllarına eskale edilmiştir. Mahkemece, bilirkişiler tarafından bu şekilde 2004 yılı için belirlenen miktar asıl davada, 2005 yılı için belirlenen miktar ise birleşen davada hüküm altına alınmıştır. Sözleşmenin 2/F maddesinde sözleşme eki olarak gösterilen Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 27. maddesinde, iş süresinin hangi hallerde uzatılacağı gösterilmiştir. Hakedişlerin geç ödenmesi Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 27. maddesi hükmü gereğince süre uzatımını gerektirmez. Hakedişlerin geç ödenmesi halinde temerrüt koşulları oluşmuşsa 818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 101. maddesi uyarınca temerrüt faizi istenebilir. Davacı yüklenicinin ise gerek asıl gerekse birleşen davada bu yönde bir talebi yoktur. Bu durumda hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle uğranılan zarara ilişkin asıl ve birleşen davadaki yüklenici isteminin reddine karar verilmesi yerine asıl davada 29.337,24 TL’nin, birleşen davada ise 3.403,12 TL’nin hüküm altına alınması doğru olmamıştır.
Asıl dava dilekçesinde yüklenici şirket vekili, idare tarafından sözleşme konusu iş nedeniyle 2003 yılında verilen ödeneğin 469.000,00 TL’lik kısmının müvekkili şirkete haber verilmeksizin 2004 yılına aktarıldığını bu miktar ödeneğin 2003 yılı fiyatlarıyla harcatıldığını ileri sürerek bu sebeple uğradığı zararın davalıdan tahsilini istemiş, birleşen davada ise, idarece 2003 yılında verilen ödeneğin 2004 yılına aktarılan kısmının 2004 yılında da idarenin kusuru nedeniyle harcanamadığını belirterek, 417.921,56 TL’lik ödeneğin 2005 yılına aktarılması nedeniyle oluşan fiyat farkının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi asıl ve ek raporunda, idarece 2003 yılı için yükleniciye ayrılan ödenekten 417.921,57 TL’nin 2003 yılında harcanamayıp 2004 yılına aktarılmasında yüklenicinin kusuru olmadığı belirtilerek asıl davada (2004-2003) yılları eskalasyon katsayısına göre yüklenicinin 66.867,45 TL alacağı olduğu belirlenmiş, birleşen dava bakımından ise “esas davada 2004 yılına aktarılan 417.921,57 TL ödeneğin (2004-2005) yılları fiyat farkı 48.478,90 TL” olarak gösterilerek “eskalasyon katsayısı” uygulanmak sureti ile fiyat farkı hesabı yapılmış, mahkemece de bilirkişi raporunda belirlenen 66.867,45 TL asıl davada, 48.478,90 TL ise birleşen davada hüküm altına alınmıştır. Yanlar arasında düzenlenmiş
bulunan 08.01.1993 tarihli sözleşmede fiyat farkı uygulaması yapılırken Bayındırlık Bakanlığı karne katsayısının uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmenin 8. maddesinde fiyat farkı uygulamasının ne şekilde yapılacağı ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Bu durumda yüklenicinin kusuru olmaksızın 2004 yılına aktarılan ve 2003 yılı fiyatlarıyla ödendiği anlaşılan 2003 yılı ödeneğinin 417.921,57 TL’lik kısmına “eskalasyon katsayısı” uygulanarak fiyat farkı hesaplanması doğru olmamıştır. Mahkemece 417.921,57 TL’lik ödenek tutarı bakımından 2003-2004 yılları arasında oluşan “uygulama yılı fiyat farkının” sözleşme hükümleri dikkate alınarak konusunda uzman teknik bilirkişi heyetine hesaplattırılarak, denetime elverişli rapor alınması ve bulunacak miktarın asıl davada hüküm altına alınması gerekir. Diğer yandan, 417.921,57 TL ödeneğin 2004 yılında harcanamamasında idarenin kusuru olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle idarenin yükleniciye süre uzatımı verme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. O halde, 417.921,57 TL ödeneğin 2004 yılında da harcanamayıp 2005 yılına aktarılması nedeniyle 2004-2005 yılları arasında oluşan fiyat farkının tahsiline ilişkin birleşen davadaki yüklenici talebinin reddi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Yine birleşen davada “2004 yılı için idare tarafından verilen 830.000,00 TL ödeneğin 2004 yılında harcanamadığı iddiası ile 2005 yılında fiyat farkı uygulanmadan harcattırıldığı” ileri sürülerek ödenek dilimleri ayarlanması sonrası ödeneğin 2005 yılına aktarılması ile oluşan fiyat farkı talep edilmiş, mahkemece bu kalem alacak yönünden davacı talebi aynen kabul edilmiştir. Az yukarıda değinildiği gibi sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 27. maddesinde yükleniciye süre uzatımı verilebilecek haller gösterilmiştir. 830.000,00 TL ödeneğin 2005 yılına aktarılmasında idarenin kusuru olmadığı, bu nedenle idarenin yükleniciye süre uzatımı vermekle yükümlü olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. O halde birleşen davadaki yüklenicinin bu kalem alacağa ilişkin isteğinin reddi yerine bilirkişi raporuna bağlı kalınarak 96.279,31 TL’nin hüküm altına alınması da doğru olmamıştır.
Asıl davada davacı son alacak kalemi olarak “KDV hariç 290.187,29 TL olarak bağlanan fakat bugüne kadar ödenmeyen 25.06.2004 tarihli ve 53 numaralı hakedişe mahsuben fazlaya ve faizle karşılanamayan munzam zarara ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL’nin tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile bu kalem alacak yönünden talebini 18.181,61 TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporunda Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’ne göre 53 nolu hakedişin 1 (bir) ay içinde tahakkuka bağlanması, 1 ay içinde de ödenmesinin gerektiği, hakedişin 27.12.2004 tarihinde tahakkuka bağlanıp ödemenin davanın açılmasından sonra 09.01.2006 tarihinde yapıldığı belirtilerek 2003-2006 yılları arası davacının eskalasyon alacağının 18.181,62 TL olarak hesaplandığı açıklanmış, mahkemece de davada 53 nolu hakediş bedeline mahsuben alacak talebinde bulunulduğu, eskalasyon alacağı talebi bulunmadığı dikkate alınmaksızın 18.181,62 TL hüküm altına alınmıştır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK’nın 74. maddesi ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK’nın 26. maddesine göre “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” Mahkemece HMK’nın 26. maddesine aykırı olarak talepten farklı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece bilirkişilere inceleme yaptırılarak davacının 53 nolu hakediş yönünden alacağı olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekir.
Öte yandan, mahkemece, birleşen davada 54 nolu hakedişte kalıp kesintisi nedeniyle oluşan 890.681,25 TL’nin de davalı idareden tahsiline karar verilmiştir. Davalı idarece, müfettiş raporuna dayanılarak çok amaçlı spor salonu inşaatındaki düz yüzeyli kalıp imalâtı için 21.015 pozundan ödeme yapıldığı, oysa 21.017 pozundan ödeme yapılması gerektiği, bu nedenle yükleniciye 54 nolu hakedişe kadar fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle yüklenicinin 54 nolu hakedişinden kesinti yapılmıştır. Davacı yüklenici birleşen davada “kalıp imalâtı fiyatından yapılan kesintinin iadesini ve bu bedele fiyat farkı da ilave edilmesini” talep etmiştir. Hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi sözleşme eki keşif üzerinde kalıp imalâtına ait poz, 21.015 poz numarasıyla (rendeli keresteyle zıvanalı çıplak beton betonarme kalıp yapılması) yeralmış ve kalıp imalâtına ilişkin sözleşme fiyatı bu şekilde belirlenmiştir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü müfettişliğince düzenlenen rapora istinaden kalıp imalâtına ilişkin bedelin 21.017 poz üzerinden ödenmesi gerektiğinin kabulü, sözleşme fiyatının tek yönlü değiştirilmesi niteliğinde olup buna itibar edilmesi mümkün değildir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 54 nolu hakedişten yapılan kesinti miktarı ile ilgili husus denetime açık, anlaşılabilir bir şekilde incelenmemiş, kesinti miktarı az yukarıda da değinildiği gibi sözleşme baz fiyatına Bayındırlık Bakanlığı karne katsayısı uygulanmak suretiyle hesaplanmıştır. Bu haliyle rapordaki hesaplama hükme dayanak alınamaz. Yapılması gereken iş, sözleşme fiyatıyla yapıldığı yıla göre kalıp imalât bedelini, konusunda uzman teknik bilirkişi heyetine hesaplattırmak, bu kalem işe ilişkin ödemenin mahsubuyla var ise kalan alacağı hüküm altına almaktan ibarettir.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı idare yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.