Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4603 E. 2014/3294 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4603
KARAR NO : 2014/3294
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Mahkemesi :Istanbul/Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :21.02.2013
Numarası :2013/99-19

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalı iş sahibinin itirazıyla duran icra takibine yapılan itirazın iptâli ve takibin devamı istemiyle açılmış; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının yüklenicisi olduğu “İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi ” kapsamında ihalesini aldığını okullardan Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu ile Eyüp Cumhuriyet İlköğretim Okulunun doğalgaz projesinin çizilmesi ve tesisatının yapımı işinin davacı firmaya yaptırıldığını, iş bedelinin ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, yanlar arasında bedeli istenen doğalgaz tesisatı yapımına ilişkin akdi ilişki kurulmadığını ve dolayısıyla sözleşme yapılmadığını; dosyada mevcut sözleşmenin okul müdürleri ile yapılmış olduğunu, davalı şirket ile dava dışı…. Ltd.Şti. arasında 09/01/2009 tarihli taşeronluk sözleşmesiyle Osman Gazi I.Ö.O Hacıilbey İ.Ö.O, Topçular İ.Ö.O, Çapa I.Ö.O, Mualim Naci İ.Ö.O, Fatih Sultan Mehmet İ.Ö.O, Cumhuriyet İ.Ö.O doğalgaza dönüşüm işlerinin yapımının dava dışı yüklenici şirketin edimi kapsamında olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
Yapıldığı ileri sürülen işin niteliği ve tarafların açıklamaları değerlendirildiğinde; kurulduğu ileri sürülen akdî ilişkinin niteliğinin davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan mülga Borçlar Kanunu’nun 355 maddesinde tanımı yapılan bir “eser” sözleşmesi olduğu sonucuna varılmaktadır. Ancak, iş sahibince akdî ilişki inkâr edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nın 288 ve izleyen maddeleri hükümleri gereğince yanlar arasındaki akdî ilişkinin varlığı; başka bir anlatımla eser sözleşmesinin yapılmış olduğunun davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Aynı Yasa’nın 289. maddesi gereğince, karşı tarafın açık onayı bulunmadıkça akdî ilişkinin varlığı tanık deliliyle kanıtlanamayacağı gibi; 292. maddesi hükmü uyarınca da delil başlangıcı niteliğinde bir belgeye dayanılmadıkça da yine, tanık deliliyle eser sözleşmesinin yapıldığı ispat olunamaz. Somut olayda da açıklanan bu yasal koşullar gerçekleşmediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken tanık anlatımları dayanak alınarak ve yasal olmayan gerekçelerle yanlar arasında eser sözleşmesinin kurulmuş olduğunun kabulüyle 26.000,00 TL iş bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulüne ve hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.