Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4391 E. 2014/4732 K. 07.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4391
KARAR NO : 2014/4732
KARAR TARİHİ : 07.07.2014

Mahkemesi : Ankara 14. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 04.04.2013
Numarası : 2010/465-2013/123

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat Y. B. A.ile davalı vekili Avukat S. S. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkı ve sözleşme dışı imalât bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslahla artırılan miktar dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı 18.06.2008 gün ve 2008/27 sayılı bedel artışı başlıklı, davalı Bakanlık İzmit İnşaat ve N.E. Bölge Başkanlığı’na verdiği dilekçesinde, taahhüdü altında bulunan 06.911 DMO-41 proje nolu sözleşme bedelli Gölcük Tersanesi Komutanlığı Burak Doku Büyük Onarımı İşinin imalâtlarında sözleşme bedeli tutarının %3’ünden fazla meydana gelebilecek artış bedelini talep etmeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Davacı tarafça bu taahhütnamenin altındaki imza inkâr edilmemiş, içeriğine de itiraz edilmemiştir. Baskı altında bu taahhütnamenin imzalanmak zorunda kalındığı iddia edilmiş ise de, bu iddia yasal delillerle kanıtlanamadığı gibi somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 31. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bu taahhütle bağlı kalınmayacağı da ileri sürülmediğinden taahhütnamenin davacıyı bağladığının kabulü zorunludur.
Söz konusu taahhütnameyle davacı sözleşme dışı yapılacak imalâtın sözleşme bedelinin %3’ünü aşan kısmını talep etmekten feragat ettiği ve alınan bilirkişi raporuna göre %3 fazla imalât bedeli davacıya ödendiğinden davacının %3’ü aşan fazla imalât bedeliyle ilgili talep ve davasının reddi gerekirken, davalı idarenin iç yazışmadaki beyanları yazıyı düzenleyenin davalı Bakanlık adına bağlayıcı beyanda bulunma yetkisinin olmaması ve sözkonusu belgede ayrım yapılmaksızın tüm sözleşmeyle ilgili taahhütte bulunulduğu halde, sadece kumlama bedeline yönelik olduğundan hareketle hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek yanlış değerlendirme sonucu kabulü doğru olmamıştır.
Fiyat farkı alacağı ile ilgili olarak; hükme esas alınan bilirkişi kurulu 16.01.2012 tarihli asıl ve 20.06.2012 havale tarihli ek raporunda, davacı yüklenici ve davalı idare tarafından görevlendirilmiş olan yapı denetim görevlilerinin imzasını taşıyan şantiye defter kayıtlarının 03.08.2010 tarihli kesin hakediş raporu ekinde yer alan köşebent, lama ile sac malzemesine yönelik ilave fiyat farkı tutarının hesaplandığı tabloda uygulama ayı olarak alınan ayları doğrular nitelikte olması sebebiyle hesaplamaların doğru olduğu ve yine aynı şekilde hazırlanan aynı tarihli kesin hakediş raporu ve ekinde yer alan her çeşit profil ve ray malzemesine ilişkin ilave fiyat farkına yönelik hesaplamalarında doğru olup, davacının fiyat farkı sebebiyle ödenmeyen herhangi bir alacağı bulunmadığı belirtilmiştir. 1086 sayılı HUMK’nın 286/I. maddesinde bilirkişinin rey ve mütalaaları hakimi bağlamayacağı ve 6100 sayılı HMK’nın 282. maddesinde de hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kuralı getirilmiştir. Bu kural hakimi bilirkişinin raporuyla bağlı kalmamasını sağlar ise de hakimin kendisini bilirkişi yerine koyarak karar vermesine imkan vermez. Bu halde yapılacak iş, yeterli olmayan rapor hakkında bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmek ya da yeni bir bilirkişiden rapor alınarak davayı sonuçlandırmak olmalıdır.
Buna rağmen mahkemece, fiyat farkı alacağı ile ilgili alınan rapor ve ek rapor yeterli görülmemişse yeniden seçilecek konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, çelişki ortaya çıkarsa bu çelişki de alınacak üçüncü bir raporla giderildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarından ayrılma gerekçesi belirtilmeksizin ve ne şekilde bilirkişilerce sehven fiyat farkı hesaplanmadığı açıklanmaksızın fiyat farkı alacağı talebinin kabulü de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.