Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4085 E. 2014/3661 K. 28.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4085
KARAR NO : 2014/3661
KARAR TARİHİ : 28.05.2014

Mahkemesi : Ceyhan 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 23.01.2013
Numarası : 2011/425-2013/36

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında davalı ile aralarında yapılan sözlü anlaşmaya göre davalının helozon makinesi ile yükleme bandı ve bunker yapımını üstlendiğini, bedelin 20.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, bunun 10.000,00 TL’sini ödediğini, ancak davalının makineleri imal etmediğini, buna rağmen düzenlediği 23.600,00 TL’lik faturaya göre 13.600,00 TL’lik takibe geçtiğini belirterek yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında makineleri teslim ettiğini, davacı tarafından bunların kullanıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece makinelerin itiraza uğramayan irsaliyeli fatura ile davacıya teslim edildiği, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davalı tarafından imal edilen makinelerin davacıya teslim edildiği ihtilafsızdır. Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda makinelerin vazgeçilmez tasarım ilkelerine aykırı olduğu bu haliyle çalıştırılmasının imkansız olduğu, davalının faturada belirtilen ücreti hak kazanmış sayılamayacağı açıklanmıştır. Bu haliyle davalı tarafından imal edilen makinenin kabule icbar edilmeyecek derecede ayıplı olduğu açıktır. Ayıplı işlerle ilgili olarak açık ayıplar yönünden dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun BK’nın 359/I. maddesi gereğince, teslimden itibaren makul süresinde, gizli ayıplar yönünden de BK’nın 362/III. maddesi gereğince ayıbın ortaya çıkmasından itibaren derhal yükleniciye ayıp ihbarında bulunulması zorunludur. Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Açıklanan bu ilkeye göre somut olayda dinlenen davacı tanıkları, davalı tarafından makinelerin tesliminin yapıldığı sırada, davalıya,
imalâtın ayıplı olduğunun bildirildiğini, davalının bunları gidereceğini açıkladığını buna rağmen gidermediğini açıklamışlardır. Bu durumda ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekirken, ispat edilmiş olmasına rağmen ayıp ihbarının yapıldığının ispatı için davacıya usule aykırı olarak yemin teklif hakkının hatırlatılması sonuca etkili değildir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece davacının kabule icbar edilemeyecek oranda ayıplı olan makinelerle ilgili olarak süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulu ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.