Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4046 E. 2014/7533 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4046
KARAR NO : 2014/7533
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

Mahkemesi :Ankara 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :27.09.2012
Numarası :2010/279-2012/458

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Temlik alacaklısı tarafından acılan davada, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istenmiş, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 334/1. maddesinde; kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki koruma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilecekleri, 336/3. maddesinde ise; kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılacağı, düzenlemesine yer verilmiştir. Hükmü temyiz eden davalılardan C.. B.. vekili temyiz istemiyle birlikte adli yardım isteminde bulunmuş ve temyiz dilekçesine aciz içinde olduğunu gösteren belgeleri sunmuştur. Temyiz dilekçesine ekli Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Maltepe Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 02.01.2013 günlü, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı SSK Bolu Sigorta İl Müdürlügü’nün 25.04.2011 günlü yazıları ve ekindeki belgelerden adı geçen davalının yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılmakla adli yardım isteminin kabulüne karar verilerek işin esasına geçildi.
Davacı, temlik alacaklısı, davalılardan C.. B..’nın diğer davalı S.. B..’ndan olan 1.060.000,00 TL alacağının 01.07.2005 tarihli temlikname ile kendisine temlik edildiğini, bu temliknamenin davalı iş sahibi S.. B..’na tebliğ edilmesine karşılık bugüne kadar ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüyle, alacağın 25.10.2005 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş ve verilen karar davalılarca temyiz edilmiştir.
1-Davalılardan M.. B.. dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmediği gibi, yargılama sırasında da dava dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle davaya dahil de edilmemiştir. Görülmekte olan bir davada taraf olmayan kişiler hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Buna rağmen mahkemece, M.. B..’nın gerekçeli kararda taraf olarak gösterilmesi ve aleyhine hüküm kurulması doğru değildir.
2-Dava, temlik nedeniyle açılmış bir alacak davasıdır. Alacağın temlikiyle temlik eden, temlik edilen alacağın takip ve tahsil etme yetkisini temellük edene devretmektedir. Yani alacağı devralan kişi, alacaklı olduğunu kanıtlamak koşuluyla önceki alacaklının yerine geçerek, esas borçludan ifayı istemek ve gerektiğinde onu ifaya zorlamak hakkına sahiptir. Bu sebeple, temlik alacaklısı öncelikle asıl borçluyu ifaya zorlamalı, ondan alacağını tahsil edemediği taktirde alacağı temlik edene müracaat etmelidir. Somut olayda da, temlik alacaklısı olan davacı bu davadan önce iş sahibi olan asıl borçlu S.. B..’nı ifaya zorlamamıştır. Bu nedenle, S.. B.. tarafından borcun ifa edilmemesi halinde davacı alacaklının temlik eden C.. B..’na müracaat edebileceği gözden kaçırılarak, bu davalı hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
3-Davalılardan S.. B..’nın temyiz itirazlarına gelince;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı S.. B..’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
b-Davalı S.. B..’nın diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden, temerrüt ihtarla tanınan ödeme süresinin sonunda veya aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmişse o tarihte oluşur. Aksi halde temerrüt, icra takibine geçildiği veya davanın açıldığı tarihte oluşur. Somut olayda davacı tarafından davalıya alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarname gönderilmemiş, borcun ifa edileceği gün sözleşmelerle de kesin olarak belirlenmemiştir. Bu durumda mahkemece, hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken daha önceki bir tarihin faiz başlangıcına esas alınması da doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle kararın davalı M.. B.., 2.bentte açıklanan sebeplerle davalı C.. B.. yararına, 3-a bendinde açıklanan sebeplerle davalı S.. B..’nın sair temyiz itirazlarının reddine, 3-b bendinde açıklanan sebeplerle de davalı S.. B.. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı C.. B..’na geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.