Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4014 E. 2014/2726 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4014
KARAR NO : 2014/2726
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

Mahkemesi :İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :30.11.2012
Numarası :2011/396-2012/219

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında davalıya stand imâli, montajı, demontajı işlerini yaptıklarını,22.420,00 TL alacaklarının ödenmediğini belirterek alacak için yapılan icra takibine davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında davacının 22.420,00 TL’lik fatura düzenlediğini, işin eksik yapıldığını, bu nedenle faturalar karşılığında 20,816,00 TL ödediklerini, başkaca borçları bulunmadığını, ödemelerin bir kısmının davacının talebi üzerine davacı yetkilisi olan dava dışı E. K. hesabına gönderildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davacının yasal defterlerine göre alacak bakiyesinin 33.940,00 TL olduğu, şirket müdürüne yapılan ödemelerin ödeme olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile taleple bağlı kalınarak dava kabul edilmiştir.
Dosya kapsamından davacının 16.05.2010 tarihli 14.160,00 TL ve 16.06.2010 tarihli 8.260,00 TL toplam 22.420,00 TL alacak için icra takibine giriştiği, bu faturalardan başka 23.06.2010 tarihli 8.260 TL ve 26.06.2010 tarihli 8.260,00 TL’lik faturaların düzenlendiği bu faturaların takibe konu edilmediği, 27.05.2010 tarihli 5.000,00 TL’lik ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olup, davacı şirket yetkilisi olan dava dışı E.K.hesabına davalı tarafından çıkarılan 24.05.2010 ile 02.07.2010 tarihleri arasında yapılan toplam 9.440,00 TL’lik havale ile yine davalı tarafından E. K.’a ciro edilen 6.376,00 TL’lik çekin davacı kayıtlarında yer almadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere itirazın iptâli davası müddeabihi, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Bu davanın takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gerekir ve sonucu itibarıyla takibin devamına etkili bir davadır. Bu nedenle takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Davada her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Bunun sonucu olarak takip ve dava konusu olmayan faturanın bu davada dikkate alınamayacağı hakimin iddia ve savunmayla bağlı olduğu kuralının bir gereğidir. (Emsal HGK E. 2011/19-617 K. 2011/749T. 14.12.2011 ve E. 2006/19-260 K. 2006/251 T. 3.5.2006)
Somut olayda mahkemece davacı kayıtlarına göre alacağın 33.940,00 TL olduğu kabul edilmiş ise de bu rakam takibe konu edilmeyen 23.06.2010 ve 26.06.2010 tarihli faturalarda dikkate alınarak hesaplanmış olup bu hesap itirazın iptâli davasının az yukarıda açıklanan temel ilkesine aykırıdır. Diğer taraftan şirket yetkilisine yapılan tüm ödemeler takibe konu faturaların düzenlenme tarihinden sonra, takibe konu edilmeyen faturalardan öncedir. Taraflar arasında davaya konu edilen akdi ilişki dışında bir hukuki ilişkinin varlığının kanıtlanmamış olması nedeniyle yapılmış bulunan tüm ödemelerin takibe konu faturalar için yapılmış olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan bu gerekçeye göre davanın takibe konu edilen faturalar esas alınarak 22.420,00 TL fatura bedellerinden 20.816,00 TL ödemenin mahsubu ile 1.604,00 TL üzerinden kabulü ile alacağın yargılama ile belirlenmesi nedeniyle likit kabul edilemeyeceğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken tümüyle kabulü doğru olmamış davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.