Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3993 E. 2014/2725 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3993
KARAR NO : 2014/2725
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

Mahkemesi :İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :25.04.2013
Numarası :2011/127-2013/115

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında davalının yüklenici olarak üstlendiği Bodrum Gündoğanda bulunan B.Otelinde klima ve tesisatı işinde cihazların satışını, tesisat ve montajını yaptığını, 23.02.2010 ve 29.03.2010 tarihli faturalardan kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini belirterek bu alacak için yapılan icra takibine davalının itirazının iptâline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında sözleşmede bedelin 45.693,00 USD + KDV (70.093,06 TL+KDV) olduğunu cari hesaba göre bedelin tamamının ödendiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davacının toplamı 109.032,00 TL olan üç fatura düzenlediği, takibe konu olan 47.082,00 TL’lik iki adet faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, tüm faturalara karşılık davalının muhtelif zamanlarda 55.539,00 TL ödeme yaptığı, ayrıca çek ile yapılan 15.000,00 TL’nin da davacıya yapıldığının kabulü ile dava 32.082,00 TL asıl alacak üzerinden kabul edilmiştir.
Dosya kapsamından davacının 23.02.2010 tarihli 27.022,00 TL ve 29.03.2010 tarihli 20.060,00 TL’lik faturalara dayanarak toplam 47.082,00 TL asıl alacak için icra takibine giriştiği, bundan başka 20.04.2009 tarihli 61.950,00 TL’lik faturanın düzenlendiği ve bu faturanın takibe konu edilmediği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya ait banka hesap kayıtlarına göre 2009-2010 yılları içinde davacıya toplamda 55.539,00 TL ödendiği, bunun 109.032,00 TL fatura bedelinden mahsup edildiğinde davacının 53.493,00 TL bakiye alacağı olduğu, bu nedenle icra takibinde 47.082,00 TL talep edebileceği açıklanmış, mahkemece takibe konu edilen miktardan 15.000,00 TL çek ile yapılan ödeme mahsup edilerek dava 32.082,00 TL üzerinden kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere itirazın iptâli davası müddeabihi, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Bu davanın takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gerekir ve sonucu itibarıyla takibin devamına etkili bir davadır. Bu nedenle takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Davada her türlü delille ispat edilecek alacakta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Bunun sonucu olarak takip ve dava konusu olmayan faturanın bu davada dikkate alınamayacağı hakimin iddia ve savunmayla bağlı olduğu kuralının bir gereğidir. (Emsal HGK E. 2011/19-617 K. 2011/749T. 14.12.2011 ve E. 2006/19-260 K. 2006/251 T. 3.5.2006)
Somut olayda mahkemece alacağın 32.082,00 TL olduğu kabul edilmiş ise de, bu rakam takibe konu edilmeyen faturalarda dikkate alınarak tüm ödemelerin mahsubu ile hesaplanmış olup bu hesap itirazın iptâli davasının az yukarıda açıklanan temel ilkesine aykırıdır. Mahkemece yapılması gereken iş takip iki adet faturaya dayalı olarak yapıldığından ve bu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan davacının söz konusu faturalardaki iş bedeline hak kazandığı kabul edilip davalı defter kayıtları ve dayanağı olan banka kayıtları ile çeklerle yapılan toplam 70.539,00 TL ödemelerden takibe konu faturalara mahsuben yapılanların belirlenip bunların yine takibe konu fatura bedellerinden düşülerek sonucuna uygun karar verilmesinden ibaret iken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi takipte cinsi belirtilmeksizin yıllık % 9 faiz istendiği, bunun yasal faize karşılık geldiği, bu nedenle kabul edilen alacağa yasal faiz uygulanması gerekirken talep aşılarak “yasal ticari” faiz uygulanması da doğru olmamış taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.