Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3976 E. 2014/3154 K. 07.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3976
KARAR NO : 2014/3154
KARAR TARİHİ : 07.05.2014

Mahkemesi :İstanbul 4. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :26.02.2013
Numarası :2011/518-2013/44

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı yüklenici, davacı iş sahibi site yöneticiliğine ait iki adet 40.000 Lt, iki adet 22.400 Lt hacimli olmak üzere dört adet silindirik paslanmaz modüler su deposu ile iki adet silindirik galvanizli su deposu yapım işini üstlenmiş, yanlar arasında 07.05.2008 tarihli sözleşme düzenlenmiştir. Davalı sözleşme uyarınca işe başlamış, gerekli imalâtı yaparak altı adet su deposunu davacı site yöneticiliğine teslim etmiştir. Yani edimin ifası gerçekleşmiştir.
Uyuşmazlık dört adet silindirik paslanmaz modüler su depolarındaki gizli ayıplarla ilgili olup ayıbın eserin reddini gerektirir nitelikte olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse; yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluk borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak, meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Bu gibi durumlarda eserde dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken niteliklerin yokluğu sözkonusudur. Yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuç borcundan doğan iş sahibinin hakları, dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 360. maddesinde gösterilmiştir. Bunlar ayıbın varlığına göre, eserdeki ayıpların giderilmesini talep, ayıplı eserden ötürü ücretten indirimi istemek ve eseri kabulden kaçınmaktır.
818 sayılı Borçlar Yasası’nın 360/1. maddesi uyarınca yapılan şey iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya mukavale şartlarına aykırı olursa, iş sahibi o şeyi kabulden imtina edebilir. İş sahibinin yasanın bu hükmünden yararlanılabilmesi için teslim edilen eserin benzeri imalâtlarda bulunan değer ve kalitede olmaması, bu yüzden de iş sahibinin eserden beklediği amacı karşılamaması gerekir. Eseri kabulden kaçınma hakkı (sözleşmenin feshi) eseri teslim almadan kaçınma şeklinde kullanılabileceği gibi eğer ayıplar teslimden sonra kullanmayla ortaya çıkıyorsa zamanaşımı süresi içerisinde bunların öğrenilmesiyle de kullanılabilir.
İş sahibinin sözleşmenin feshi hakkını kullanması ile sözleşme geriye etkili olarak ortadan kalkar ve taraflar fesihten önce edimde bulunmuşlarsa bunların iadesini isteyebilirler (BK md. 108/1).
Açıklanan olgular gözönünde bulundurularak somut olaya dönülürse; davalı yüklenici davacı siteye ait iki adet 40.000 Lt, iki adet 22.400 Lt hacimli olmak üzere 4 adet silindirik paslanmaz civatalı su deposu ile iki adet galvaniz civatalı su deposu işinin yapımını üstlenmiş, gerekli imalâtı yaparak su depolarını teslim etmiştir. Yanlar arasında düzenlenen 07.05.2008 tarihli sözleşmeye göre iş bedeli KDV dahil 72.000,00 TL’dir. Bu bedelin 52.000,00 TL’si ödenmiştir. Ödenen miktar 4 adet silindirik paslanmaz civatalı su depolarıyla ilgilidir. Eldeki bu davada da anılan 4 adet su deposu bedeli olarak ödenen 52.000,00 TL’nin tahsili istenmiştir. Diğer iki adet galvaniz civatalı su deposu bedeli 20.000,00 TL ödenmemiştir. Bunun üzerine bu su depolarının bedelinin tahsili için Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/386 Esas, 2009/282 Karar sayılı dava dosyasında görülen dava açılmış, talep aynen kabul edilerek 20.000,00 TL’ye hükmedilmiştir.
Yerel mahkemece eldeki bu dava dosyasında davaya konu olan dört adet galvanizli paslanmaz civatalı su depoları ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmaksızın Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/386 Esas, 2009/282 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sürecinde yerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporu ve dosya içeriği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Oysa anılan bu dava dosyasında yapılan keşif sırasında sadece iki adet galvaniz civatalı su deposu incelenmiş, herhangi bir ayıplı imalâtın bulunmadığı belirlenmiş ve buna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay denetiminden geçerek de onanmıştır. Sözleşmenin konusunu oluşturan ve mevcut dava dosyasında uyuşmazlık konusu olan dört adet silindirik paslanmaz civatalı su deposu ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bilirkişi kurulunca bu husus raporda bizzat dile getirilmiştir.
Buna rağmen eksik araştırma ve incelemeye dayalı, yetersiz ve kabule değer bulunmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, yerinde tatbiki keşif yapılıp yukarıda belirlenen ilkeler ışığında konunun uzmanı bilirkişi kurulundan rapor alınarak elde edilecek sonuç dairesinde karar vermekten ibaret olmalıdır.
Açıklanan olgular gözden uzak tutularak eksik araştırma ve inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.