Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3962 E. 2014/3678 K. 28.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3962
KARAR NO : 2014/3678
KARAR TARİHİ : 28.05.2014

Mahkemesi :İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :27.03.2013
Numarası :2012/233-2013/154

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat …. ile davalı vekili Avukat ….. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemleriyle açılmış, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari ilişkiden kaynaklanmış olup davacı iş sahibi, davalı yüklenicinin ayıplı imalâtı nedeniyle ticari itibar kaybına uğradığını belirterek manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Manevi tazminat isteminin yasal dayanağını sözleşme ve dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 98/II. maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 49. ve TMK’nın 24. maddeleri oluşturmaktadır. Bu maddelere göre kişilik hakları zarara uğratılan kimse bu zararın giderilmesi için manevi tazminat talep edebilir. Ancak, bu hükümler mal varlığına ilişkin zararları kapsamamaktadır. Mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat bu tür bir üzüntü bu hükümler kapsamında korunan kişişel haklardan değildir. Manevi tazminat talep edebilmek için kişilik hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmeli, bu tecavüzden manevi zarar doğmalı, doğan manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı olmalı ve eylemde davalının kusuru bulunmalıdır. Somut olayda davacı ayıplı ifa nedeniyle kişilik haklarının ihlâl edildiğini ve manevi tazminat borcu doğduğunu ispat edemediği gibi manevi tazminat koşulları da gerçekleşmediğinden manevi tazminat isteminin tamamen reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamıştır.
Öte yandan dava dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 50.000,00 TL maddi tazminat istenmiş, 16.10.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle bu miktar 74.348,63 TL’ye yükseltilmiştir. Mahkemece, davacının maddi tazminat talebi ıslah edilmiş haliyle kabul edilmiştir. Ancak tüm tazminat miktarı için 818 sayılı BK’nın 101/1 maddesine aykırı olarak dava tarihinden itibaren faiz başlatılmıştır. Islah edilen 24.348,63 TL’lik kısma, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmemesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.