Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3884 E. 2014/3119 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3884
KARAR NO : 2014/3119
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

Mahkemesi :Aksaray 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :30.01.2013
Numarası :2010/546-2013/22

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat…. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle uğranılan zararın tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemenin ıslah olunan miktar üzerinden davanın kabulüne dair kararı, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Taraflar arasında imzalanan 27.10.2005 tarihli sözleşmede ek üretim holleri inşaatının yapımı kararlaştırılmıştır. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesidir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Davada, fabrika hol binasının zemin betonunda 15-20 noktada nükseden kırık ve çökmeler, çatıda su akıntısı, çatıda çatlaklar, dış cephe sıvalarının muhtelif yerlerinden dökülmelerin başlaması, dış cephe panellerinde açılmaları, su deposunda çatlaklar ve sair noktalarda bozulmalar, WC’lere temiz su bağlantısının yapılmaması nedeni ile uğranılan zararın giderilmesi istenmektedir.
Anılan Yasa’nın 360. maddesi hükmünde eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin hakları sayılmıştır. Buna göre, iş sahibince ayıbın giderilme bedelinin istenildiği açıktır. Dosya kapsamındaki tanık beyanlarından ayıpların 2008 yılında kesin kabul yapıldıktan hemen sonra başladığı ve bu durumun davalıya ihbar edildiği, mahkemece hükme esas alınan raporda ise beton işleri ile ilgili ayıpların giderim bedelinin Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı’nın (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) 2010 yılı inşaat ve tesisat birim fiyatları göre 110.920,00 TL, 46 pencerede tadilat ve tamirat yapılması ve fabrika binasının dış cephe duvarlarının değişik yerlerinde sıva çatlakların tamirinin ise dava tarihi itibari ile hangi fiyatlara göre hesaplandığı belirtilmeden 6.560,00 TL olarak belirlendiği ve bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Oysa dosya kapsamındaki tanık beyanlarından 2008 yılında ve 20.10.2008 kesin kabul tarihinden sonra ayıpların ortaya çıktığı ve davalıya ayıp ihbarı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ayıp ihbarının yapılması ile yüklenicinin ayıbı gidermesi için makul bekleme süresi dikkate alındığında davacı iş sahibi davayı 2009 yılı başlarında açması gerekirken 02.11.2010 tarihinde açarak kendi kusuruyla zararın artmasına neden olduğundan B.K.’nın 98. maddesi yollaması ile 44. maddesi gereğince 2009 yılı piyasa fiyatlarıyla ayıpların giderim bedelinin hesaplanması gerekirken bilirkişi görüşüyle bağlı kalınarak beton işleri ile ilgili ayıplarda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) 2010 yılı inşaat ve tesisat birim fiyatlarıyla hesaplanan miktar ile pencere ve sıva tadilatı için ise dava tarihindeki denetlenemeyen fiyatlara göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişiden ek rapor alınarak ayıplı imalâtların giderim bedelinin 2009 yılı piyasa fiyatlarına göre hesaplatmak ve bu miktarı hüküm altına almaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.