Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3857 E. 2014/3417 K. 21.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3857
KARAR NO : 2014/3417
KARAR TARİHİ : 21.05.2014

Mahkemesi : Denizli 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 21.03.2013
Numarası : 2010/406-2013/78

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı vekili, davalıya ait ahşap doğrama işlerinin yapımı işini 15.11.2009 tarihli sözleşme ile üstlendiğini, işi yapıp teslim etmesine rağmen iş bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla Denizli 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/6138 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve %40 ‘dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi ise, müvekkilinin davacı ile değil dava dışı A. Yapı firması yetkilileri S.. A.. ve S. Ö. ile 15.11.2009 tarihli sözleşmenin imzalandığını, müvekkili ile davacı arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Denizli 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/6138 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 11.363,40 TL asıl alacak 752,16 TL işlemiş faiz olmak üzere 12.115,56 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 02.07.2010 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 05.07.2010 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve HMK’nın 190. maddeleri gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı, davalı M.. Z.. ile 15.11.2009 tarihli eser sözleşmesi imzalandığını iddia etmekte, davalı ise davacı ile aralarında sözleşme ilişkisinin kurulmadığını savunmaktadır. O halde, davacı akdi ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, davalıya ait evin ahşap doğrama işini üstlenerek yaptığını ve bedelin ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğunu ispat açısından HMK’nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğinde ki bir belgeye dayanılmadığı gibi, davalı ve dava dışı A. R. K. imzasının taşıyan 28.01.2010 tarihli sevk irsaliyesinin de davacının imzasını taşımaması nedeniyle yazılı delil başlangıcı sayılamayacağı, Aynı Kanun’un 200/2. maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından tanık deliline dayanılamaz.
Tüm bu nedenlerle; davacı ile davalı arasında akdi ilişkinin varlığı usulünce kanıtlanamamış olup, HMK’nın 200. madde hükümlerine aykırı olarak dinlenen tanıklarının beyanlarına itibar edilmek suretiyle akdi ilişkinin kurulduğunu kabul ederek, davalının sorumluluğuna hükmetmek doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.