Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/357 E. 2014/253 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/357
KARAR NO : 2014/253
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

Mahkemesi :Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :14.11.2012
Numarası :2012/204-424

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinin tahsili istemi ile açılmış; mahkemece, hukuksal yararın yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı şirketin “Büyükoyumca mahallesinde bulunan, 1663 ada ve 1 numaralı parsel olarak” tapuya tescilli taşınmazdaki binanın, tadilat işlerinin davacı şirket tarafından yapılması için davalı şirket ile anlaştıklarını; yapılan işler toplamının 545.664,47 TL olduğunu ve iş bedeline mahsuben 175.000,00 TL’nin davalı tarafından ödendiğini, geriye kalan miktarın ödenmediğini ileri sürerek; ödenmeyen alacaktan ötürü şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, uyuşmazlık konusu alacağın miktarının davacı tarafından belirlenmiş olması nedeniyle kısmî dava açmakta hukuksal yararının bulunmadığı gibi; ortada belirsiz alacak davasının koşulları bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 109/I. maddesi hükmü uyarınca, talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı dava yoluyla ileri sürülebilir. Anılan Yasa’nın 109/II. maddesi hükmü gereğince de, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmı dava açılamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.10.2012 tarih, 2012/9-838 Esas ve 2012/715 Karar sayılı ilâmında açıklandığı üzere; bir davanın kısmî olarak nitelendirilmesi için alacağın tümünün aynı hukuki ilişkinden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kısımın dava edilmesi gerekir. Kısmî dava açılabilmesi, talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, talep konusunun miktarının, taraflar arasında tartışmalı veya açıkça belirli olmaması hallerinde mümkündür. Açıklanan bu yasal koşulların gerçekleşmesi durumunda kısmî dava açılabilir. Somut olayda, esasen iş bedelinin miktarı yanlar arasında tartışmalı olduğu gibi açıkça bellirli de değildir. Yüklenici davacının hakettiği istenebilir iş bedelinin gerçek tutarı, mahkemece uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yaptırılacak inceleme sonucu belirlenebilir. Açıklanan bu nedenlerle, somut olayda kısmî dava olarak açılan davanın dinlenebilirlik koşulları gerçekleşmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.1992 tarih, 1992/1-347 Esas ve 1992/394 Karar sayılı ilâmında da vurgulandığı üzere; davacı ya da davacıların dava haklarına sahip olmaları yeterli değildir. Bundan başka, davanın açılmasında hukuki bir yararın bulunması da gerekir. Buna hukuki koruma ihtiyacı da denir. Mahkemeden hukuki himaye istenmesinde himayeye değer bir yarar olmalıdır. Somut olayda, yanlar arasında uyuşmazlık konusu olan iş bedelinin gerçek miktarının mahkemece yapılacak yargılama sonucu belirlenmesini istemede davacının hukuksal yararının bulunduğu açıktır. Tüm bu sebeplerle mahkemece, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, kısmî dava açılmasında davacının hukuksal yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.