Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/348 E. 2014/190 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/348
KARAR NO : 2014/190
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Mahkemesi :Denizli 3. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :11.10.2012
Numarası :2009/38-2012/360

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli takibin devamı ve %40 maddi giderim istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulü ile davalının Denizli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/6047 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 9.075,00 TL asıl alacak üzerinden iptâline, takibin bu miktar üzerinden devamına, hükmedilen bedele takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşullar oluşmadığından icra inkâr giderimi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı iş sahibi S.. G..’e ait evin çatısının yapım işini davacı B.. B.. ile dava dışı Y. A. yüklenici olarak üstlenmişler, taraflar arasında tarihsiz sözleşme düzenlenmiş, bu sözleşme uyarınca işin bedelinin 17.250,00 TL olduğu, 30.07.2007 tarihinde teslim edileceği, işin eksiksiz olarak bitiminden sonra 10.000,00 TL, kalan 7.250,00 TL’nin de her ayın 25’inde 500 TL olmak üzere ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davacı yüklenici B.. B.. davalı iş sahibi borçlu S.. G.. hakkında yaptığı icra takibinde 10.000,00 TL asıl alacak, 885,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.885,20 TL’nin tahsilini istemiş, davalı borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. Eldeki davada itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr giderimi istenmiştir. Yapılan yargılama sürecinde sözleşme, icra takip dosyası örneği getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar da toplandıktan sonra yerinde tatbiki keşif yapılarak davacı tanığı dinlenmiş, teknik bilirkişilerden rapor alınmıştır. Düzenlenen raporda çatının %70 oranında tamamlandığı, buna göre gerçekleşen imalât tutarı 12.075,00 TL olarak hesaplanmıştır.
Yerel mahkemece bu rapor hükme esas kabul edilerek davalı iş sahibinin yapmış olduğu 3.000,00 TL ödeme miktarı düşülerek geri kalan 9.075,00 TL’ye hükmedilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeyi, davacı B.. B.. ile dava dışı Y. A. yüklenici olarak ayrı ayrı imzalamışlardır. Ancak davalı yanıt dilekçesinde işin Y. A. isimli şahıs tarafından yapıldığını, onunla anlaştığını, işi 1/3 oranında tamamladıktan sonra kalanını yapmadan bıraktığını, davacı B.. B.. ile aralarında herhangi bir akdî ilişkinin bulunmadığını, davacı ise yanıta yanıt dilekçesinde işin yüklenicisinin kendisi olduğunu, Y. A. kendisinin işçisi sıfatı ile çalıştığını ileri sürmüş, Y. A. de tanık olarak dinlenilmesini istemiştir. Yerel mahkemece Y. A. tanık olarak dinlenmemiş, davacının bu yöndeki iddiası açıklık kazanmamıştır. Her şeyden önce Y. A. tanık olarak dinlenip, B.. B.. ile birlikte işin yüklenicisi olup olmadığı her türlü tereddüt ve kuşkudan uzak bir şekilde saptanmalı, yüklenicinin B.. B.. olduğunun anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın kısmen kabulüne, yapılacak araştırma sonucunda dava dışı Y. A. B.. B.. ile birlikte işin yapımını yüklenici olarak üstlendiklerinin anlaşılması halinde ise aralarındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu dikkate alınarak uyuşmazlık sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 520. maddesi uyarınca ortak girişimin iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olduğu, tüzel kişilikleri de olmadığından taraf ehliyetinin de bulunmadığı, adi ortaklıkta ortakların davayı birlikte açmalarının zorunlu bulunduğu veya açılan davaya diğer ortağın icazet vermesi gerektiği hususları gözetilerek dava konusu somut olay bu kapsamda ele alınıp gerekli değerlendirme yapılmalı ve sonucu dairesinde karar verilmelidir.
Açıklanan olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.