Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3454 E. 2014/1693 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3454
KARAR NO : 2014/1693
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

Mahkemesi :İstanbul 28. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :28.12.2012
Numarası :2012/65-271

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş
olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibi ile yapmış oldukları bu sözleşme uyarınca işi yapıp teslim ettiğini, ancak iş bedelinin ödenmediğini, bu alacağının tahsili için yürütmüş olduğu icra takibine davalı tarafından da itiraz edildiğini belirterek itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı ise icra takibine karşı yapmış olduğu itirazında, takibe konu borcun tamamı ile fer’ilerine itiraz ettiklerini belirtmiş icra dairesinin yetkisi yönünden ise herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Davaya karşı vermiş olduğu 04.06.2012 günlü dilekçesiyle ise cevap süresinin 1 ay uzatılmasını istemiş, mahkemece, aynı tarihli ara kararla davalıya cevaplarını sunması için 1 ay süre verilmiş, süresi içerisinde verilen 28.06.2012 günlü dilekçesiyle davalı vekili bu kez mahkemenin yetkisine itiraz ederek yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, 23.10.2012 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında Borçlar Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca para alacaklarına ilişkin davanın davacının ikametgahı mahkemesinde görülebileceği gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bir ihtilafta yetkili mahkemenin HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesine, 6. maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesine yada 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yerine göre belirlenmesi gerekir.
Taraflar arasında yazılı olarak yapılmış bir sözleşme yoktur. Bu durumda yetkili mahkemenin davalının ikametgahı yada sözleşmenin ifa yeri mahkemesine göre belirlenmesi gerekir. Davalının ikametgahı ve sözleşmenin ifa yeri ise Zeytinburnu olup, açılan bu davanın da yargı yeri bakımından Zeytinburnu Belediyesi’nin bağlı olduğu Bakırköy Mahkemeleri’nde görülmesi gerekmektedir. Her ne kadar mahkemece; para alacakları alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davalının yetkiye yönelik itirazının reddine karar verilmiş ise de; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. (818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 73.) maddesinde yer alan bu hükmün sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Zira, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilaflarda bu maddeye göre yetkili mahkemenin tayini halinde; para borçlarıyla ilgili tüm ihtilafların davacının ikametgahında davaya konu olması sonucunu doğurur ki, bu da; HMK yer alan yetki ile ilgili kuralları adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibarıyla iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükmü dikkate alınamaz. Bu sebeple, İstanbul Mahkemeleri’nin eldeki davaya bakmakta yetkili olduğundan söz edilemeyeceğinden, borçlu yüklenici şirketin yetki yönünden yapmış olduğu itirazın kabul edilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile talep halinde dosyanın yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yetki itirazının reddi ile esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan gerekçelerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.