Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3398 E. 2014/3262 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3398
KARAR NO : 2014/3262
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

Mahkemesi : Adana 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 31.12.2012
Numarası : 2010/1016-2012/832

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davada iş bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, icra inkâr tazminatının reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Akdî ilişkinin varlığı ve işin yapılıp teslim edildiği yanlar arasında çekişmeli değildir. Çekişme, davacının yapılan işlerden dolayı ne miktar alacağa hak kazandığı ve davalı tarafından ne miktar ödeme yapıldığı, hakedilen iş bedeliyle yapılan ödeme tutarı karşılaştırıldığında davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda akdî ilişkinin varlığı ile işin sözleşme ve teknik şartnamede öngörülen nitelikler ile fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılıp teslim edildiğini ispat külfeti yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine aittir. Somut olayda davacı hakettiği iş bedelini ve kendisine yapılan ödeme tutarını açıklamaksızın bakiye 8.100,00 TL alacağı bulunduğunu iddia etmiş, davalı da aynı şekilde davacının hakettiği iş bedelini ve yapılan ödeme tutarını açıklamaksızın yapılan işin bedelinin tamamen ödendiğini savunmuştur. Mahkemece 24.12.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre davacının 20.400,00 TL tutarında imalât yaptığı, yapılan ödeme tutarının ise 16.500,00 TL olduğu kabul edilerek bakiye 3.900,00 TL alacak yönünden dava kısmen kabul edilmiştir. Yanlar arasında yazılı olarak yapılmış bir sözleşme ya da sonradan mutabık kalınmış bir bedel bulunmadığından yapılan işlerin bedelinin sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı tarihteki piyasa rayiçleriyle belirlenmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda serbest piyasa rayiçleriyle kırımlı hesap yapılması başlığı altında bir hesaplama yapılmışsa da, gerçekte işin yapıldığı tarihteki piyasa rayiçleriyle bir hesaplamanın yapılmadığı, hesaplamada baz alınan rakamların tanık beyanlarından alındığı ve taraflarca kabul edilmeyip itiraza uğradığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan ödemeleri ispat yükü davalıda olup davalı ödemelerle ilgili bir delil ibraz etmemiştir. Ödendiği iddia olunan miktar 6100 sayılı HMK’nın geçici 1/2. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nın 288. maddesinde öngörülen sınırın üzerinde olduğundan ve tanık dinlenmesine açıkça muvafakat edilmediğinden ödemelerin tanıkla ispatı mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle 16.500,00 TL ödeme yapıldığının kanıtlandığı kabul edilemez. O halde mahkemece yapılacak iş, aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi uyarınca yapılan işlerin bedelini yapıldığı tarihteki piyasa rayiçleriyle hesaplamak, davalının tanık beyanları dışında ödemelerle ilgili delillerini inceleyip değerlendirerek yapılan ödeme miktarını belirlemek, hakedilen iş bedeliyle kanıtlanan ödeme tutarını karşılaştırarak sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.