Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3244 E. 2014/2474 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3244
KARAR NO : 2014/2474
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

Mahkemesi :Muğla 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :07.12.2012
Numarası :2007/152-2012/969

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat Behice Akın geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl dava, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin ve geçerli olduğunun tespiti, birleşen dava ise bakiye iş bedelinin tahsili istemi ile açılmış, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında imzalanan 24.11.2005 tarihli sözleşme, davalı iş sahibi tarafından feshedilmiştir. Davacı yüklenici ise birleşen davasında bakiye iş bedelinin tahsili isteminde bulunmuştur. Sözleşmenin fesihle sona ermesi, davacının bakiye iş bedeli iddiasında bulunması ve davalı il özel idaresi tarafından hazırlanan kesin hesabın davadan sonra çıkartılması nedeni ile kesin hesabın taraflar açısından kesinleşmediği anlaşılmıştır. Buna göre mahkemece konusunda uzman bilirkişi marifeti ile yapılan işle ilgili tüm belgeler getirtilip gerekirse mahallinde inceleme de yapmak suretiyle tasfiye kesin hesabının çıkartılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeyle tasfiye kesin hesabı çıkarılmadan davalı idarenin kesinleşmeyen hesabını dikkate alan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan sözleşmeden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi uygulanabilmesi için yöntemine uygun ihtarla borçlunun temerrüde düşürülmesi ya da borcun kararlaştırılan kesin vade de ödenmemiş olması gerekir (BK’nın 101. maddesi). Somut olayda davadan önce gerçekleşen temerrüt ihtarı ve sözleşmede kararlaştırılan kesin vade olmadığından dava tarihi yerine temerrüde esas teşkil etmeyen fesih tarihinden faiz uygulanması da doğru olmamış kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca birleşen dosyaya yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harclarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.