Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/3060 E. 2014/1860 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3060
KARAR NO : 2014/1860
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

Mahkemesi :Buldan Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :20.03.2013
Numarası :2012/298-2013/92

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacılar yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacılar vekili, müvekkillerinin, davalıya ait binanın pis su borusunun tıkanması nedeniyle su basan binanın onarım işini yaptıklarını, işi teslim edip fatura kesmelerine rağmen fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla Buldan İcra Müdürlüğü’nün 2012/51 esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve % 40’dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili ise, akdî ilişkiyi inkâr ederek, müvekkilinin davacılara borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ve %20 oranında icra inkâr tazminatina karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Buldan İcra Müdürlüğü’nün 2012/51 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacılar tarafından borçlu davalı aleyhine 24.11.2011 tarih ve 5.828.02 TL bedelli faturaya istinaden 5.828.02 TL asıl alacak 97.13 TL işlemiş faiz olmak üzere 5.925.15 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 09.01.2012 tarihinde usulune uygun teblig edildiği ve borçlu davalının 12.01.2012 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı şirket arasında sözlü eser sözleşmesi yapıldığını iddia etmekte, davalı vekili ise sözleşme ilişkisinin kurulmadığını savunmaktadır. O halde, davacı taraf akdî ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını kabul etmekte, sözlü olarak eser sözleşmesi kurulduğunu iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğunu ispat açısından HMK’nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğinde ki bir belgeye dayanılmadığı gibi, Aynı Kanunun 200/2 maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığndan tanık deliline de dayanılamaz.
Tüm bu nedenlerle; davacılar ile davalı arasında akdî ilişkinin varlığı usulünce kanıtlanamamış olup, HMK’nın 200. madde hükümlerine aykırı olarak dava dışı sigorta şirketinden celbedilen kayıt ve belgelere itibar edilmek suretiyle akdî ilişkinin kurulduğu kabul edilerek, davalının sorumluluğuna hükmetmek doğru olmamıştır. Ne var ki davacı taraf dava dilekçesinde belirttiği delil listesinde açıkca yemin deliline dayanmış olup, davacının bu delilinin de toplanması ve bundan sonra delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
O halde, mahhkemece yapılacak iş; davacı tarafın açıkca yemin deliline dayanmış olması dikkate alınarak, dayanılan bu delilin değerlendirilmesi, davacılar tarafından davalı tarafa yemin teklif edilmesi halinde 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerine uygun şekilde yemin delilinin de toplanması, akdî ilişkinin varlığı konusu açıklığa kavuştuktan sonra hüküm kurmaktan ibarettir. Açıkca dayanılan yemin delili toplanmadan verilen kararın bu nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.