Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/306 E. 2014/286 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/306
KARAR NO : 2014/286
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

Mahkemesi :Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :19.07.2012
Numarası :2010/452-2012/533

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine, takip borçlusu davalının vâki itirazının iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen bu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/21228 takip sayılı dosyası kapsamından; davacı şirket tarafından, 6 adet fatura dayanak alınmak suretiyle, davalı şirket hakkında adi takip yoluyla başlatılan icra takibinde 23.648,69 TL asıl alacak ve 1.025,71 TL işlemiş temerrüt faizinin tahsilinin istendiği ve takip borçlusu davalının süresindeki itirazı ile takibin durduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptâli davasında hak düşürücü nitelikteki bir yıllık sürede açıldığı tespit olunmuştur. Yanlar arasında, davacı tarafından davalıya ait kumaş üzerine “varak baskı” işinin yapılmasına yönelik “sözlü” sözleşme yapıldığı çekişmesizdir. Bu sözleşme, somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesinde tanımı yapılan bir eser sözleşmesidir. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Somut olayda; dava ve icra takibine dayanak alınan faturalarda gösterilen bedelle yapılan işlerin davalı iş sahibine teslim olunduğu tarafların kabulündedir. Davalı iş bedeli istenen baskılı ürünlerin tümünün ayıplı olması sebebiyle yurt dışındaki alıcısı tarafından iade olunduğunu bu sebeple iş bedelinin istenebilir olmadığını savunmaktadır.
Davalı tarafından 6700 adet bluz ve gömlek üzerine yapılan baskıların ayıplı olduğu savunulmuş ise de; bilirkişi kurulunun incelemesine sunulan sadece 11 adet bluz üzerinde inceleme yapılmış ve bu ürünlerin gizli ayıplı olduğuna ilişkin 15.05.2012 tarihli bilirkişi raporu sunulmuştur.
Ayıp, bir malda ya da eserde yasa ve sözleşme hükümleri gereğince, bulunması gereken unsurların bulunmaması; bulunmaması gereken bozuklukların ise bulunmasıdır. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi hükmü gereğince, eser, iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşmeye önemli ölçüde aykırı olursa, iş sahibi, bu eseri kabulden kaçınabilir; bunda yüklenicinin kusuru varsa maddi zararlarının giderilmesini talep edebilir. Eserdeki kusur veya sözleşmeye aykırılık az yukarıda açıklanan ölçüde önemli değilse, iş sahibi, değerindeki eksiklik oranında, bedelin indirilmesini isteyebilir; eğer kusurların giderilmesi büyük harcamaları gerektirmiyorsa yükleniciyi onarıma zorlayabilir; bunda yüklenici kusuru varsa, gerçekleşmiş ise maddi zararlarının giderilmesi de talep edilebilir. Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda, açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddeler hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde iş sahibi, aynı Kanunun 360. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Ancak, iş sahibinin sözü edilen haklardan hangisini kullanması gerektiğini mahkeme takdir eder. Bu sebeplerle de, ayıplı olduğu savunulan ürünlerin tümü üzerinde uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılması zorunludur. Mahkemece, yaptırılan inceleme sonucu sunulan bilirkişi kurulu raporu, 818 Sayılı Kanun’un 360. maddesi hükmüne uygun şekilde bir incelemeyi içermediği gibi; hüküm verilmesine de elverişli değildir.
Mahkemece yapılacak iş; davalı iş sahibi tarafından incelemeye sunulacak ürünler üzerinde uzman bilirkişi kurulu oluşturularak yeniden inceleme yaptırılması ve 818 Sayılı Kanun’un 360. maddesinde iş sahibine tanınan haklardan hangisini kullanmasının gerektiğini, mahkemece takdir olunması ve varılacak sonuca göre davacı yüklenicinin hakettiği asıl alacak tutarının belirlenmesi, anılan Yasanın 101/1. maddesi hükmüne göre borçlu temerrüdünün gerçekleştiği tarih saptandıktan sonra talep aşılmamak koşuluyla varlığının kabulü halinde asıl alacağa talep edilebilecek temerrüt faizi oranına göre temerrüt faizi hesaplanması ve belirlenecek asıl alacak ile takip ve dava konusu işlemiş temerrüt faizine yönelik takip borçlusu davalının itirazının iptâline karar verilmesinden ibaret olmalıdır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.