Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/303 E. 2014/1313 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/303
KARAR NO : 2014/1313
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Mahkemesi :Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :12.09.2012
Numarası :2011/90-2012/252

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi tayini istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Kemer İcra Müdürlüğü’nün 2010/3078 Esas sayılı dosyasında, yapılan takipte davacının, davalı hakkında 08.11.2010 tarihli fatura dayanak alınarak 50.691,62 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili istendiği, davalının borca ve yetkiye süresindeki itirazı sonucu takibin durduğu, davacının talebi üzerine Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün 2011/99 Esas sayılı dosyasıda davalıya ödeme emri tebliğ edildiği, davalının süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu ve itirazın iptâli davasının da yasal süresi içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalının siparişi doğrultusunda Kemer ilçesinde bulunan davalıya ait 3 adet villanın çatı işi için malzeme temini ve montajını yaptığını, 08.11.2010 tarihli 485292 sayılı faturanın düzenlendiğini ve 50.691,62 TL tutarındaki iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, işi dava dışı Y..G.. (İnşaat) Firmasına verdiğini, davacı ile aralarında akdî ilişki bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece, tanık anlatımları ve bilirkişi raporu dayanak alınarak 50.691,62 TL alacak üzerinden takibin iptâline ve asıl alacağın %40 oranında davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Yanlar arasında yazılı sözleşme yapılmamıştır. Davalı, davacının “sözlü” sözleşme yapıldığına ilişkin iddiasını inkâr etmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın geçici 1/2. maddesi hükmü gereğince, somut olayda uygulanması gereken 1086 Sayılı HUMK’nın 290 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca, yanlar arasında “eser sözleşmesi” niteliğindeki akdî ilişkinin kurulduğunu davacı yüklenicinin “yazılı delille” kanıtlaması gerekmektedir. HUMK’nın 289. maddesi uyarınca, davalının “açık onayı” bulunmadığından; 292. maddesi hükmü uyarınca da “yazılı delil başlangıcı” niteliğinde belge sunulmadığından tanık delili ile yanlar arasında akdî ilişkinin kurulmuş olduğu kanıtlanamaz. Bu yasal nedenle; mahkemece, gereksiz işlem yapılarak tanıkların bilgilerine dayalı olarak taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğindeki akdî ilişkinin kurulmuş olduğunun kabulü doğru olmamıştır. Ancak, davacı taraf, yasal deliller kapsamında “yemin deliline” dayanmış bulunduğundan, uyuşmazlık konusu akdî ilişkinin taraflar arasında kurulduğuna yönelik olarak davalıya yemin önerme hakkının olduğu mahkemece, davacıya hatırlatılmalı ve yeminle ilgili yapılacak yargılama işlemleri sonucu sözü edilen akdî ilişkinin kurulmuş olduğunun kanıtlanmış olması durumunda iş bedeliyle ilgili yanlar arasında uyuşmazlık bulunduğundan yerinde tatbiki keşif yapılıp konunun uzmanı teknik bilirkişi vasıtasıyla gerekli uygulama sağlanarak 818 Sayılı BK’nın 366. maddesi hükmünde öngörülen yasal yönteme uygun şekilde işin yapıldığı tarihteki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre iş bedeli belirlenmeli varsa ödemeler de mahsup edilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Diğer yandan, İİK’nın 67. maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığı ve dolayısıyla asıl alacağın miktarı bilirkişi incelemesi ile saptandığından, “likid” alacak niteliğinde olmadığından davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.