Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/2751 E. 2014/4641 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2751
KARAR NO : 2014/4641
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

Mahkemesi :Tunceli Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :17.12.2012
Numarası :2009/410-2012/541

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı, davalı Valliliğin çatısında meydana gelen yangın nedeniyle valilik binasının zarar görmesi üzerine dava dışı C.Y.F. İnş. ve Tic. Ltd. Şti’nin anlaştığını ve işin yapımı sırasında dönemin valisi M. Y.ın valilik hizmet binasında yapılması gereken bir kısım imalâtların sözlü anlaşma ile kendisine yaptırıldığını, iş bedelinin 2008 yılı 4. ya da 5. ayında ödeneceğinin taahhüt edildiğini, yaptığı işleri Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/226 D.iş sayılı delil tespiti dosyası ile tespit ettirdiğini, bu tespit raporunda da eksikler bulunduğunu, şimdilik 10.000,00 TL’nin işin teslim tarihinden en yüksek faiz oranı ile tahsilini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili ise, müvekkili ile davacı arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını valilik binasında meydana gelen yangın nedeniyle oluşan zararın giderilmesi işinin ihale ile C. Y. F. İnş. ve Tic. Ltd. Şti’ye verildiğini, davacının bu şirketin yetkili müdürü olduğunu, davacı ile herhangi bir sözleşme imzalanmadığını savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında sözlü eser sözleşmesi kurulduğunu iddia etmekte, davalı ise davacı ile aralarında sözleşme ilişkisinin kurulmadığını savunmaktadır. O halde, davacı akdî ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, dönemin valisi M. Y. valilik hizmet binasında yapılması gereken bir kısım imalâtların sözlü anlaşma ile kendisine yaptırıldığını ve bedelin ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğunu ispat açısından HMK’nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğinde ki bir belgeye dayanılmadığı gibi, aynı Kanun’un 200/2. maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından tanık deliline dayanılamaz. Bu nedenlerle dinlenen tanık beyanlarına hukuki değer atfetmek mümkün değildir.
Tüm bu nedenlerle; davacı şirket ile davalı arasında akdî ilişkinin varlığı usulünce kanıtlanamamış olup, HMK’nın 200. madde hükümlerine aykırı olarak dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına ve alınan bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle akdî ilişkinin kurulduğu kabul edilerek, davalının sorumluluğuna hükmetmek doğru olmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; akdî ilişkinin kurulduğunun ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar vermekten ibaret olmalıdır. Akdî ilişkinin kurulduğu usulünce kanıtlanamadığı halde, hukuken nazara alınması mümkün olmayan tanık beyanlarına dayalı olarak ihale dışında işlerin davacıya yaptırıldığının kabul edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, verilen kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.