Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/2714 E. 2014/3622 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2714
KARAR NO : 2014/3622
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

Mahkemesi : İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 05.11.2012
Numarası : 2012/45-252

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı taşeron vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesi uyarınca mahkeme, takdiri bir delil olan bilirkişi görüşlerini diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarında görülen eksiklik ya da belirsizliğin tamamlanması veya giderilmesi görevi de, aynı Kanun’un 281/2. maddesi uyarınca mahkemeye aittir. Bu halde ilk raporu veren bilirkişilerden ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişiler kurulu da oluşturulabilir. Nitekim, mahkemece bilirkişi raporunun denetimine imkân tanınması amacıyla HMK’nın 279/2. maddesinde bilirkişi raporunda inceleme konusu yapılan maddî vakıalar ile varılan sonuçların gerekçelerine yer verilmesi zorunluluğu bulunduğu ifade edilmiştir.
Hükme esas alınan 10.11.2011 tarihli kök ve 01.10.2012 tarihli ek bilirkişiler kurulu raporları içeriğinde, dolgu, serme ve sıkıştırma imalatlarının metrajı hesaplanmadığı gibi bu raporların metraj bakımından atıfta bulunduğu bilirkişi S. B. tarafından düzenlenen 14.07.2009 tarihli kök ve 14.12.2009 tarihli ek bilirkişi raporlarında da hesaplamanın ne şekilde yapıldığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda, iş sahibi A…. Çimento Sanayi ve Ticaret AŞ’den davalı yüklenici ile iş sahibi şirket arasında düzenlenen kesin hesap ve hakedişlere ilişkin tüm bilgi ve belgelerin getirtilerek davalı yükleniciye, dava dışı iş sahibi şirket tarafından yapılan ödemeler ve ödemelere esas metraj çıkartılıp, davalı yüklenici tarafından davacı taşerona yapılan ödemeler ve bu ödemelere esas metrajlarla karşılaştırmak suretiyle dolgu, serme ve sıkıştırma imalatları bakımından davacı taşerona eksik ödeme yapılıp yapılmadığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281/3. maddesi uyarınca konusunda uzman teknik bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonuca varılması yerine, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayanan, Yargıtay denetimine de elverişli bulunmayan bilirkişiler kurulu raporlarına itibar edilerek hükme varılması doğru değildir.
3-Davalı yüklenici vekilinin temyiz itirazlarına gelince; itirazın iptâli davaları, icra takibine bağlı davalar olup; konusu, davacı tarafından takibe konu edilip de, davalı tarafından itiraz edilen alacaktan ibarettir. Bu nedenle, itirazın iptâli davalarında mahkeme, takip talebindeki talep ve takip dayanağı ile bağlıdır. Bu nedenle, itirazın iptali davalarına konu edilen uyuşmazlığın sadece takip dayanağı, yapılan belge kapsamında çözümlenmesi gerekir.
Davacı tarafça, takip talebinin dayanağı, 20.11.2007 tarih ve 5684 seri numaralı, 66.039,63 TL bedelli fatura olarak gösterilmiştir. Takip dayanağı faturanın açıklama kısmından, bir kısım iş makinesi çalışmaları ile dolgu, serme ve sıkıştırma işlerine ait iş bedeline ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Oysa mahkemece, fatura konusu olmayan teminat bedelinin iadesine karar verilmiştir. Bu nedenle, davaya konu edilen ve itiraza uğrayan takibin dayanağı kapsamında bulunmayan ve dava konusu olmayan alacak kalemiyle alacak likid olmayıp davalı borca itirazında haklı olduğu halde davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; dava dışı iş sahibi şirketten, davalı yüklenici ile iş sahibi şirket arasında düzenlenen kesin hesap ve hakedişlere ilişkin tüm bilgi ve belgeleri getirtmek, konusunda uzman teknik bilirkişilerden yeni bir bilirkişiler kurulu oluşturmak ve bu kuruldan davalı yükleniciye, dava dışı iş sahibi şirket tarafından yapılan ödemeler ve ödemelere esas metraj ile davalı yüklenici tarafından davacı taşerona yapılan ödemeler ve bu ödemelere esas metrajlar karşılaştırılarak oluşacak sonuca göre dolgu, serme ve sıkıştırma imalatları bakımından davacı taşerona eksik ödeme yapılıp yapılmadığını belirletmek, varsa alacağına yönelik takibe itirazı iptâl etmek ve takibin devamına karar vermek, teminata ilişkin 10.000,00 TL’lik alacağın takip konusu olmadığından, icra inkâr tazminatı isteminin de alacak likid bulunmadığından reddine karar vermekten ibarettir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacının diğer ve 3. bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 2. bent uyarınca davacı ve 3. bent uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.