Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/2541 E. 2013/4038 K. 20.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2541
KARAR NO : 2013/4038
KARAR TARİHİ : 20.06.2013

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat S..A.. ile davalı vekili Avukat M.. F..O.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş, olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, taraflar arasında imzalanan 09.08.2008 tarihli sözleşme gereğince davalıya ait teknenin tamiri nedeniyle ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli ve %40 icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yaptığı tamir sonucu davalıya toplam: 443.680,00 TL’lik fatura kesmiş, davalının ödemelerini düşerek bakiye 372.280,00 TL cari hesabı alacağı bulunduğunu, ayrıca davalı şirketin kardeş şirketi olduğu anlaşılan dava dışı K.. Deniz Nak. Ltd. Şti.’nin kendisine toplam; 253.280,00 TL ödeme yaptığını, fakat bu ödemenin 153.769,00 TL’nin dava konusu işle ilgili, diğer kısmının dava dışı K.. Deniz Nak. Ltd. Şti.’nin kendisine olan başka bir borcu sebebiyle yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı şirket vekili ise; davacının dava dışı 3. kişi K..Ltd. Şti’ne hiçbir iş yapmadığını, eğer 3. kişiye iş yaptığını ileri sürüyorsa bunun ispat külfetinin davacıya ait olduğunu belirtmiştir. Gerçekten de davacı yüklenici dava dışı K.. Ltd. Şti.’nin ödemesinin büyük bir kısmını davalının borcu nedeniyle yapıldığını kabul ettiğine göre, geriye kalan ödemenin dava dışı 3. kişi şirketin kendisine olan başka bir borcu nedeniyle yapıldığını ispat külfeti kendisine düşmüştür. Ancak davacı bu konuda bir delil sunmamıştır.
Bu durumda davacıya bu konuda delillerini sunmak üzere süre verilip, gösterilecek deliller toplanarak, gerekirse dava dilekçesinde “her türlü yasal delil” denilmek suretiyle yemin deliline dayandığı kabul edilerek yemin teklif etme hakkı hatırlatılmak suretiyle toplam ödeme miktarı saptanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yalnızca davacının kabulüne itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Mahkemece davacı yararına %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir. Ancak itirazın iptâli davasında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, İİK’nın 67/II. maddesi gereğince, borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması gerekir. Somut olayda, alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu ile saptandığından alacağın likit olduğundan sözedilemez. Bu halde, koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken, kabulü de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Belirtilen sebeblerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 20.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.