Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/2474 E. 2014/2495 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2474
KARAR NO : 2014/2495
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

Mahkemesi :Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :21.12.2012
Numarası :2010/1653-2012/1187

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli karşılığı verilen çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile çekin iptâli, fazla ödemenin istirdadı, maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı reddini savunmuş, mahkemenin çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile iptâline, fazla ödenen 16.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında mülga 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin sözlü olarak yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, yapımı kararlaştırılan imalâtın miktarı ve iş bedeli konusundadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Kural olarak davacı gerçekleştirdiği imalâtı ispatla yükümlüdür. Davalı iş sahibi ise imalât karşılığı ödemelerini kanıtlamalıdır. Mahkemece davacının tek taraflı beyanında kabul ettiği metrekare birim fiyat üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu ile bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur. Oysa davalı bedele itiraz etmekte olup iş bedelinin yazılı olarak kanıtlanmamış olması ve bedelde anlaşmazlık olması durumunda eser bedelinin anılan Yasa’nın 366. maddesi hükmünce yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre hesaplanması gerekir. O halde mahkemece yapılması gereken iş, mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapmak, yüklenicinin kanıtlayabildiği fen ve sanata uygun, kabul edilebilir imalâtı saptamak, saptanan bu imalâtların yapıldığı tarih itibariyle piyasa rayiçlerine göre bedelini hesaplamak, bundan davacının kanıtlayabildiği ödeme tutarı mahsup edilerek sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek, davacının tek taraflı iddası ile bağlı kalınarak, karar verilmesi doğru olmadığı gibi, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitiyle yetinilmesi yerine, ciro edilebilir olduğu gözetilmeden iptâl kararı verilmesi de kabul biçimi yönünden usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.