Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/2269 E. 2014/2901 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2269
KARAR NO : 2014/2901
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

Mahkemesi :Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :24.01.2013
Numarası :2012/46-2013/13

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit, istirdat ve menfi zararların tahsili istemine ilişkindir.
Davada, davalı yüklenicinin 20.08.2007 tarihli sözleşme ile davacı kooperatife ait 10 katlı binanın mantolama, bodrum ve çatı yalıtımı, kaplama ve boya işlerini 60.000,00 TL + KDV götürü bedelle üstlendiği, iş bedeline karşılık davalıya toplam 60.000,00 TL bedelli 11 adet çek verildiği, davalı işe başlamadığından tüm çeklerin karşılıksız kaldığı, 28.000,00 TL bedelli 7 adet çekin ödendiği, 32.000,00 TL bedelli 4 adet çekin ise henüz ödenmediği, sözleşmenin süresinde ifa edilmemesi sonucu artan elektrik, su, yakıt vs. giderlerden dolayı zarara uğranıldığı ileri sürülerek ödenen 7 adet çek bedeli 28.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile istirdadı, ödenmeyen 32.000,00 TL bedelli 4 çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ve ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, ayrıca fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL maddi tazminatın tahsili istenmiştir.
Davalı cevabında ve aşamalarda verdiği dilekçelerde; sözleşmenin 5. maddesi uyarınca işe başlayabilmesi için davacının yükümlülüğünde bulunan güçlendirme işlerinin tamamlanması ve durumun kendisine bildirilmesi gerektiğini, güçlendirme işlerinin bittiğinin 28.11.2007 tarihinde tebellüğ ettikleri 03.12.2007 tarihli ihtarla bildirildiğini, ihtar tebliğinden sonra işe başlanıp bodrum ve çatının yalıtım işlerinin tamamlandığını ve tamamlanan işler için 10.04.2008 tarihli 8.024,00 TL bedelli fatura kesildiğini, mantoloma ve sonrasında yapılacak işler için de 07.04.2008 tarihli ek sözleşme yapıldığını, ek sözleşmeyle sürenin 10.05.2008 tarihine uzatıldığını, davanın açılmasından sonra dava dışı A. Yapı firması ile 12.08.2008 tarihli 105.000,00 TL bedelli taşeronluk sözleşmesi imzaladığını, taşeronluk sözleşmesinin sözleşme dışı fazla işleri de içerdiğini, sözleşme içi ve dışı tüm işlerin eksiksiz tamamlanıp 20.11.2008 tarihli iş teslim tutanağı ile teslim edildiğini, 22.04.2009 tarihinde de yapı kullanma izin belgesi alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmeye göre iş bedelinin 60.000,00 TL + KDV = 70.800,00 TL olduğu, kanıtlanan davacı ödemesinin ise 78.000,00 TL olup karşılaştırıldığında 7.200,00 TL fazla ödeme bulunduğu belirtilerek bu miktar yönünden davanın kabulüne, fazla istemin reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Somut olayda uyuşmazlık yapılan işlerin bedeli ve ödemeler noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece davalı tarafından sözleşme bedeli tutarında (60.000,00 TL + %18 KDV = 70.800,00 TL) iş yapıldığı kabul edilmiştir. Oysa davalı aşamalarda verdiği dilekçelerde sözleşme dışı işler de yaptığını savunmuş, 28.11.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda işin yapıldığı tarihteki piyasa rayiçleriyle KDV dahil 10.602,30 TL tutarında sözleşme dışı iş yapıldığı belirlenmiştir. Dosyada, sözü edilen işlerin sözleşme dışı iş olmadığı yönünde düzenlenmiş bir rapor da bulunmamaktadır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 410 ve devamı maddeleri uyarınca iş sahibinin yararına olan sözleşme dışı işlerin bedeli talep edilebileceğinden, taraflar arasında kesin hesap çıkarılırken ve alacak borç hesabı yapılırken, sözleşme dışı işler bedelinin de dikkate alınması gerekir. Fatura kesilmemiş olması sözleşmeden kaynaklanan KDV alacağının talep edilmesine engel teşkil etmediğinden alacak borç hesabında KDV ‘nin de dikkate alınarak alacağa katılması gerekir. Bilirkişi kurulu raporundaki verilere göre, davalı yüklenicinin sözleşme kapsamındaki işlerden dolayı KDV dahil 70.800,00 TL, sözleşme dışı işlerden dolayı da KDV dahil 10.602,30 TL olmak üzere toplam 81.402,23 TL alacağa hak kazandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmeyerek sözleşmede kararlaştırılan götürü bedelin aşılamayacağından ve davalı yüklenicinin dava dışı taşeronla yaptığı sözleşme hükümlerinin davacıyı bağlamayacağından bahisle sözleşme dışı işler bedelinin alacak borç hesabında dikkate alınmaması doğru olmamıştır.
3-Mahkemece davacı tarafından 32.000,00 TL bedelli 4 adet çekin dışında davalıya 78.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilmiştir. Oysa davacı yargılama aşamasında verdiği dilekçelerde 32.000,00 TL tutarlı 4 adet çekin davalı tarafından dava dışı üçüncü şahıslara ciro edildiğini, bu çekler nedeniyle aleyhine icra takipleri başlatıldığını ve ödeme emirleri gönderildiğini de iddia etmiş, mahkemece bu çekler yönünden bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Davacı, 30.04.2008 tarihli 9308171 seri numaralı 8.000,00 TL bedelli çekin dava dışı Paksu…AŞ.’ye ciro edildiğini ve bu şirket tarafından Konya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8256 sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, 30.06.2008 tarihli 9308173 seri numaralı 8.000,00 TL bedelli çekin dava dışı Ünal Isı.. Ltd. Şti.’ye ciro edildiğini ve bu şirket tarafından Konya 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/11822 sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, 30.05.2008 tarihli 9308172 seri numaralı 8.000,00 TL bedelli ve 30.07.2008 tarihli 9308174 seri numaralı 8.000,00 TL bedelli çeklerin de dava dışı Meram Vergi Dairesi’ne ciro edildiğini ve ödeme emri gönderildiğini iddia ettiğinden mahkemece sözü edilen takip dosyaları ilgili icra müdürlükleri ile vergi dairesinden celbedilerek çeklerin sözleşmeyle ilgisi belirlenmeli ve bedellerinin ödenip ödenmediği araştırılıp açıklığa kavuşturulmalıdır. Anılan çekler nedeniyle yapılan ödemeler varsa bu ödemelerin de kanıtlanan 78.000,00 TL’lik ödemeye eklenmesi gerekir. Davacı tarafından bu çeklerle ilgili olarak da ödeme iddiasında bulunulmasına rağmen mahkemece bu çekler yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır.
4-Somut olayda, sözleşme konusu işler ve sözleşme dışı işler davanın açılmasından sonra tamamlanıp teslim edilmiştir. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceğinden davanın açıldığı tarih itibariyle haklılık oranının belirlenerek yargılama giderlerinin bu orana göre paylaştırılması, taraflar yararına hüküm altına alınacak vekalet ücretlerinin de buna göre tayini gerekir. Mahkemece bu hususun gözetilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda 2. bende göre davalının sözleşme içi ve sözleşme dışı işler nedeniyle hak kazandığı toplam 81.402,23 TL iş bedeli alacağı ile 3. bent uyarınca saptanacak davacı ödemelerini karşılaştırarak sonucuna göre menfi tespit ya da istirdada karar vermek, menfi zarar istemini reddetmek, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerini ise 4. bent uyarınca dava tarihindeki haklılık oranına göre paylaştırmak ve tayin etmek olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, kararın 2. bentte yazılı nedenlerle davalı, 3. ve 4. bentte yazılı nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.