Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/208 E. 2014/818 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/208
KARAR NO : 2014/818
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi :Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :02.10.2012
Numarası :2012/17-2012/44

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, nakde çevrilen teminat mektupları ile bakiye iş bedelinin, vade farkı alacağının tahsiline karar verilmesi istemleriyle açılmış, mahkemece sözleşmenin feshi haklı görülerek davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı yüklenici, davalı iş sahibi ile yaptıkları 02.10.2006 tarihli sözleşme kapsamında ve bu sözleşme kapsamı dışında, davalının elektrik işlerinin yapıldığını, iş bedelinin bakiyesinin ve vade farkının ödenmediğini, sözleşmenin de haksız olarak feshedilerek teminat mektuplarının nakde çevrildiğini beyanla, 20.01.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini artırarak toplam 220.282,30 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece dosyada bulunan 21.10.2010 tarihli ek bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda iş bedeli hesaplanırken, davacı tarafından davalıya düzenlenen 20.03.2007 tarih ve 0131306 nolu 40.000,00 TL bedelli vade farkı faturası da iş bedeline dahil edilerek toplam alacak miktarı 1.012.807,17 TL olarak bulunmuştur. Yanlar arasında adî yazılı şekilde düzenlenen 02.10.2006 tarihli sözleşmenin kapsamının doğruluğu çekişmesizdir. Sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşmede “vade farkıyla” ilgili bir düzenlemenin olmadığı görülmektedir.
dayanak gösterilen sözleşmenin “Ödemeler” başlıklı 16. maddesi; ödemelerin ne şekilde yapılacağına ilişkin olup, vade farkı alınacağı hususunu içermediğinden sözleşmeyle vade farkının kararlaştırıldığı kabul edilemez. Nitekim 27.06.2003 tarih, 2001/1 Esas ve 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vade farkı istenebilmesi için, yanlar arasındaki sözleşmede vade farkının ödeneceğinin kararlaştırılmış olması ya da yanlar arasında yapılan uygulama ile kabul edilmiş olması zorunludur. Somut olayda ise, az yukarıda açıklandığı üzere; vade farkı ödenmesi sözleşmeyle kararlaştırılmadığı gibi, vade farkı uygulamasının bulunduğu da davacı tarafından yasal delillerle kanıtlanamamıştır. O halde, davacının vade farkı faturası düzenlemesi, vade farkı alacağının kabulünü gerektirmez. Bu nedenle iş bedeline vade farkı olarak kabul edilen 40.000,00 TL’nin de eklenmesi suretiyle alacak miktarının belirlenmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.