Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/202 E. 2013/5181 K. 26.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/202
KARAR NO : 2013/5181
KARAR TARİHİ : 26.09.2013

Davacılar K..-D..Ortak Girişim Ortakları 1-K.. İnş. ve Tic. San. Ltd.Şti. 2-D.. Construction İnternational İnc. ile davalı K.. M.. arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için seçilen Prof.Dr. S.. Ö.., Prof.Dr.E..Y.. ve Prof.Dr.M.. C..’dan oluşan Hakem kurulu tarafından verilen 02.11.2012 tarih ve 2012/362 D.İş sayılı bozmaya uyularak verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş ve dosya Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince 10.12.2012 tarihli yazı ile gönderilmiş, temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
Yanlar arasında imzalanan 16.12.1987 tarihli sözleşmenin 67. maddesinde uyuşmazlıkların çözümünün seçilecek hakemler vasıtasıyla giderileceği belirtilmiş, 67.1. maddesinde de “tahkim davalarının bu sözleşme hükümlerine ve T.C Tahkim Mevzuatına göre çözüleceği” kararlaştırılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 28.01.1994 gün ve 1993/4-1994/1 Sayılı kararında “tarafların tahkim sözleşmesi veya şartında hakemlerin uyuşmazlığı maddi hukuk kurallarına göre çözümlemelerini öngördükleri taktirde hakemlerin bu kurallar çerçevesinde karar vermek zorunda oldukları, aykırı karar vermenin temyiz sebebi oluşturacağı” kabul edilmiştir. Bu nedenlerle hakemlerce verilen karara yönelik temyiz itirazları bahsi geçen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca 1086 Sayılı HUMK’nın 533. maddesinde sayılan nedenler dışında da incelemeye tabi tutulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İzmir Çevre Yolu-Aydın Otoyolunun (bağlantı yolları dahil) proje yapımı ve 1 yıl süreyle bakımıyla ilgili 16.12.1987 tarihli sözleşmeden kaynaklanmıştır. Yanlar arasında 05.01.1990 tarihinde de ek sözleşme akdedilmiştir. 16.12.1987 tarihli sözleşme ile İzmir Çevre Yolu ve Aydın Otoyolu yapımı işi davacı K..-D.. Ortak Grubuna verilmiştir. Davacı ortak girişim yüklenici, davalı K.. M.. ise iş sahibidir.
A..ve birleşen dava hakkında hakem kurulu tarafından verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, hakemlerce uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Hakemlerce hükmüne uyulan Dairemizin 29.04.2010 tarih ve 2010/370 Esas-2010/2504 Karar sayılı bozma ilâmının 2. bendinde; dava dilekçesinin (k) bendinde tahsili istenen “yapım hakedişlerinin yanlar arasındaki sözleşmenin 60.6.b maddesinde öngörülen 60 günlük süre içinde ödenmemesinden kaynaklanan 11.105.596,85 dolar faiz alacağı” ile ilgili olarak, hakemlerce dava dilekçesi eki 57 nolu dosyada yer alan davalı idareye yüklenici tarafından yazılan yazıların incelenip değerlendirilmesi, yazıların tebliğ tarihlerinin araştırılması, davalının yazılarda belirtilen hakedişler yönünden temerrüde düştüğü tarihlerin belirlenmesi, bu şekilde belirlenecek temerrüt tarihleri ile idareye yazılan yazılara konu hakedişlerin ödenme tarihi arasındaki süre bakımından oluşmuş gecikme faizinin hesaplattırılması gereğine değinilmiştir. Hakemlerce Dairemizin bozma ilâmına uyulduğu halde yeterli inceleme ve araştırma içermeyen bilirkişi raporu ile bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur. Bozma ilâmında da belirtildiği gibi, borçluya gönderilecek ihtarda açıkça istenilen para borcunun miktar olarak gösterilmesi ve bunun ödenmesinin istenmesi gerekir. İhtar ile amaçlananın borçludan, borcun istenmesi ve ifa olarak onu kabule hazır olunduğunun borçluya bildirilmesidir. Oysa bilirkişilerce temerrüde esas alınan yazıların bir kısmının ödeme istemi içermediği, bir kısmının da davalı idare kayıtlarına girmediği anlaşılmaktadır. Ödeme istemi içermeyen veya idare kayıtlarına girmeyen yazıların temerrüde esas alınması doğru olmadığı gibi yazıların idareye tebliğ edildiği tarihler yerine dilekçe tarihlerinden itibaren faiz hesaplanması ve faiz oranlarına ilişkin olarak 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre gerekli araştırmanın yapılmaması da doğru olmamıştır. Bu durumda hakemlerce yapılması gereken iş, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesine göre ödeme istemi içeren ve idare kayıtlarına giren 02.11.1993 tarih ve 184 sayılı, 24.11.1993 tarih ve 199 sayılı, 16.12.1993 tarih ve 215 sayılı, 11.01.1994 tarih ve 13 sayılı, 06.04.1994 tarih ve 112 sayılı, 23.08.1996 tarih ve 326 sayılı, 27.01.1997 tarih ve 28 sayılı davacı iş ortaklığı dilekçeleri gözetilerek ve faiz oranları ile ilgili olarak da 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesinde yer alan “sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde yabancı para borcunun faizinde Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır” hükmü dikkate alınarak faiz oranlarının araştırılıp, bozma ilâmının 2. bendinde açıklandığı şekilde belirlenecek temerrüt tarihleri ile temerrüt ihtarı niteliğini taşıyan ve davalı idare kayıtlarına girdiği anlaşılan az yukarıda gösterilen yazılara konu hakedişlerin ödeme tarihleri arasındaki süre bakımından oluşmuş gecikme faizinin hesaplattırılmasından ve bu suretle davacı vekilinin dava dilekçesinin (k) bendinde yazılı talep ile ilgili oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurulmasından ibarettir.
Hakemlerce verilen kararın hüküm fıkrasının “2.2.H” bendinde “1990 yılı ödeneğinin yüklenici kusuru olmaksızın yıl içinde harcanamayan kısmına davalı idare tarafından düşük fiyat farkı uygulanmasından doğan alacakların tahsili talebi” ile ilgili olarak hüküm altına alınan 6.408.944 dolar eksik ödeme tutarına temerrüt tarihi olarak gösterilen 17.08.1991 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Hakemlerce temerrüde esas alınan 24.01.1991 tarih ve PM 189 sayılı yüklenici ortak girişim tarafından yazılan yazı sadece ödenek aktarımı talebine ilişkin olup, fiyat farkından doğan alacağın ödenmesine ilişkin olmadığından temerrüde esas alınması ve hüküm altına alınan alacağa dava tarihi yerine bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca hakem kararının hüküm fıkrasının “2.2.L” bendinde “bazı yapım hakedişlerinde hakedişin bir kısmı için düşük kurdan ödeme yapılmasından kaynaklanan alacak talebi” ile ilgili olarak hüküm altına alınan 6.195.065 dolar alacağa 01.05.2001 tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Hüküm altına alınan alacak yönünden temerrüde esas alınan 01.05.2001 tarihli yüklenici ortak girişim yazısında, miktarı belirtilmiş bir alacağın gösterilmemesi ve bunun ödenmesinin istenmemiş olması nedeniyle temerrüde düşürücü nitelikte olduğu kabul edilemez. Bu nedenle hüküm altına alınan alacağa dava tarihi yerine 01.05.2001 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru olmamıştır.
Hakem kararının hüküm fıkrasının “2.1.A” bendinde “tünel yeni birim fiyatlarında tünel uzunluk zammı ödenmesi gerektiğinin tespit ve kabulüne, davacının 126 nolu hakediş itibariyle davalı idareye 10.379.386,39 dolar borçlu bulunmadığının tespiti ile 10.379.386,39 dolar kesintinin önlenmesine” karar verilmiştir. Dava dilekçesinde bu alacak kalemi yönünden davacı ortak girişim vekilinin talebi 10.376.386,39 dolar olduğu gibi, 18.04.2009 tarihli hakem kurulu kararında da bu alacak kalemi yönünden “davacının 126 nolu hakediş itibariyle davalı idareye 10.376.386,39 dolar borçlu bulunmadığının tesbiti ile 10.376.386,39 dolar kesintinin önlenmesine” karar verilmiş ve Dairemizin 29.04.2010 tarihli bozma ilâmında da bu alacak kalemi yönünden bozma yapılmamıştır. O halde hakem kararının hüküm fıkrasının “2.1.A” bendinde “kesinleşen 126 nolu hakediş itibariyle davacının davalı idareye 10.376.386,39 dolar borçlu bulunmadığının tespiti ile 10.376.386,39 dolar kesintinin önlenmesine karar verilmesi” gerekirken maddi hataya düşülerek 10.379.386,39 dolar üzerinden hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
Hakem kararının açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 26.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.