Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/1697 E. 2014/1206 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1697
KARAR NO : 2014/1206
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

Mahkemesi :Aksaray 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :28.11.2012
Numarası :2011/462-2012/502

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici İ.. Ç.. vekili Avukat U.. G.. müvekkilinin davalı iş sahibi S.. Y..’e ait E …Karayolu üzeri A..Kasabası Aksaray adresinde bulunan petrol istasyonunun toprak dolgu işlerini yaptığını, bu dolgu bedelinin tespiti için Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/31 D.iş Esas, 2011/31 Karar sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, bilirkişi raporuna göre kazı, nakliye ve stabilize nakli bedeli toplam 105.438,00 TL olarak hesap edildiğini, bu bedelin bir kısmının davalı tarafın göstermiş olduğu petrol istasyonundan alınan akaryakıt ile ödendiğini, bakiye 40.000,00 TL alacağın kaldığını ileri sürerek bu bedelin tespit tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı iş sahibi S.. Y.. davaya cevap vermediği gibi duruşmaları da takip etmemiştir.
Yanlar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır.
Taraflar arasında yapıldığı ileri sürülen eser sözleşmesinin davacı tarafından yazılı kanıt ile, olmadığı takdirde kesin kanıt sayılan karşı tarafa önerilecek yemin delili ile kanıtlanması gerekir.
Dava konusu somut olayda davacı kanıt listesinde N..P..Ürünleri ve Market isimli işyerinden alınan akaryakıt ile ilgili veresiye fişleri sunmuştur. Bu fişlerde davalı S.. Y..’in adı ve imzası da bulunmaktadır. Anılan bu belgeler 6100 Sayılı HMK’nın 202. maddesi hükmü uyarınca delil başlangıcı niteliğindedir. Bu yasal nedenle mahkemece, öncelikle HMK’nın 169. maddesi gereğince davalıya isticvap çağrı kağıdı gönderilmesi, çağrıya uyulduğunda veresiye fişleri ile ilgili beyanının alınması, içeriğinin ve imzanın kabulü halinde dinlenen tanık sözlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Açıklanan olgular ışığında taraflar arasındaki akdî ilişkinin kanıtlanamaması halinde ise; davacı yasal delil kapsamında yemin deliline de dayanmış bulunduğundan varlığı ileri sürülen akdî ilişkinin kanıtlanmasına yönelik olarak davalıya yemin önerme hakkının bulunduğunun davacı tarafa hatırlatılması ve yemin önerilmesi halinde yeminle ilgili yargısal işlemin tamamlanması ile varılacak sonuca göre akdî ilişkinin kanıtlanmış olduğunun kabulü halinde işin esasının incelenerek yerinde tatbiki keşif yapılıp uygulama uzman teknik bilirkişi vasıtasıyla sağlanıp dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre iş bedeli tespit edilip ödemeler de mahsup edildikten sonra elde edilecek sonuç dairesinde karar vermekten ibaret olmalıdır. Aksi taktirde istemin kanıtlanamadığı gerekçesiyle şimdiki gibi davanın reddine karar verilmelidir.
Açıklanan olgular gözden uzak tutularak, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.