Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/1491 E. 2014/1422 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1491
KARAR NO : 2014/1422
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

Mahkemesi:Ereğli / Konya 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :10.10.2012
Numarası :2008/244-2012/413

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı N.. E.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, sözleşmenin ifası sırasında meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı taşeron ile davalı iş sahibi vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı taşeron ve davalı iş sahibi vekillerinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı taşeron vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi Av. Er. S.tarafından düzenlenen 06.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda davacı taşeronun tarafların kusur durumlarına göre hak ettiği geçici iş göremezlik tazminatı 432,76 TL olarak hesaplanmış, bu bedel ikiye bölünerek yarısının davalı iş sahibi N.. E..’tan, diğer yarısının da davalı yüklenici R.. Y..’dan tahsiline karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Buna karşılık mahkemece, bilirkişi raporunda gösterilen bedelin yarısı olan 216,38 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, bilirkişi raporunda gösterilen bedelden farklı bir bedele hükmedilmiş olmasının gerekçesi de açıklanmamıştır. Bu haliyle, mahkemece 432,76 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmayıp, kararın bu bent uyarınca davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davalı iş sahibi N.. E.. vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava haksız fiil nedeniyle tazminat istemine ilişkin olmayıp, davanın hukuki dayanağı sözleşmedir. Hal böyle olunca, uyuşmazlık tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesi uyarınca faize hükmedilebilmesi için davalının usulüne uygun bir ihtarnameyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Aksi takdirde, dava açılmadan önce temerrüt oluşmayacağından ancak dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi mümkündür.
Somut olayda, davacı taşeron, davalıyı dava tarihi olan 28.10.2003 tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne dair bir belge sunmadığından davalı iş sahibi yönünden hükmedilecek alacağa ancak bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi mümkün olduğu halde, kaza tarihi itibariyle faize hükmedilmiş olması da doğru olmayıp, kararın bu bent uyarınca davalı iş sahibi N.. E.. yararına bozulması uygun bulunmuştur.
4-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesi uyarınca, kural olarak yargılama giderleri tarafların yargılamada haklı oldukları belirlenen miktarlara orantılı olarak haksız çıkan tarafa yükletilir. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise, mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir. Eldeki dosyada; iki davacı birlikte dava açmışlar, sonrasında mahkemece davacıların davalarının ayrılmasına karar verilmiştir. Bu halde, tarafların yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu tutulmaları mümkün olmadığından, ayırma kararına kadar davacılarca yapılan yargılama giderleri titizlikle incelenerek kim tarafından yapılmışsa, kabul ve ret oranına göre onun yararına, kim tarafından yapıldığı belirlenemiyorsa, iki davacı tarafından ortak yapıldığı kabul edilerek yarı oranda davacılar lehine paylaştırılarak yine kabul ve ret oranlarına göre onlar yararına, ayırma kararından sonra yapılan yargılama giderlerinin ise, kabul ve ret oranına göre dosyada taraf olan davacı yararına hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda, yargılama giderlerinin bu şekilde hesaplandığından söz edilemeyeceğinden, kabul şekliyle yargılama giderlerinin hükmedilme yöntemi de hatalı olup, hükmün bu bent uyarınca da temyiz eden taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı taşeron ve davalı iş sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı taşeron vekilinin, 3. bent uyarınca iş sahibi vekilinin ve 4. bent uyarınca davacı taşeron ve davalı iş sahibi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 2. bent uyarınca davacı taşeron, 3. bent uyarınca davalı iş sahibi ve 4. bent uyarınca davacı taşeron ile davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.