Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/1282 E. 2014/1332 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1282
KARAR NO : 2014/1332
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Mahkemesi :Didim (Yenihisar) Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :05.07.2012
Numarası :2011/737-2012/658

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı M.. K.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinden doğan alacağın tahsili talebinden ibarettir. Davacı yüklenici, davalı H.. Ç.. ise iş sahibidir. Davacı vekili, Didim ilçesi Köyiçi mevkinde bulunan taşınmaz üzerine bina yapımı için davalı yüklenici şirket temsilcisi H.. Ç.. ile anlaştıklarını, mutfak dolaplarının yapımını ise arsa sahibinin vekili diğer davalı M.. K.. ile anlaşmak suretiyle üstlendiğini, işi teslim edip fatura kesmesine rağmen fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı M.. K.. akdî ilişkiyi inkâr ederek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı M.. K.. vekilince temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı, davalı M.. K.. ile sözlü eser sözleşmesi yapıldığını iddia etmekte, davalı M.. K.. ise sözleşme ilişkisinin kurulmadığını savunmaktadır. O halde, davacı akdî ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını kabul etmekte, sözlü olarak eser sözleşmesi kurulduğunu iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 Sayılı HMK’nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğunu ispat açısından HMK’nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belgeye dayanılmadığı gibi, aynı Kanun’un 200/2. maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından tanık deliline dayanılamaz.
Tüm bu nedenlerle; davacı ile davalı M.. K.. arasında akdî ilişkinin varlığı usulünce kanıtlanamamış olup, HMK’nın 200. madde hükümlerine aykırı olarak dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmek suretiyle akdî ilişkinin kurulduğunu kabul ederek, olayda uygulama yeri bulunmayan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 111. maddesinden bahisle davalı M.. K..’ın sorumluluğuna hükmetmek doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı M.. K.. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı M.. K..’a geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.