Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/126 E. 2014/227 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/126
KARAR NO : 2014/227
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Mahkemesi :Tokat 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :18.09.2012
Numarası :2009/72-2012/298

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı E. Ö. S. Büro Mobilya vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, eksik imalâtların giderim bedeli ve gecikme tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalı C.. Y.. hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı E. Ö. yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı E. Ö. vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı E. Ö. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı akdî ilişkinin her iki davalı ile kurulduğunu ileri sürerek 15.05.2008 tarihli sözleşmeyi ibraz etmiştir. Davalı E. Ö. sözleşmenin tarafı olmadığını sunulan sözleşmedeki imzanın da kendisine ait bulunmadığını, eksik iş bedeli ile gecikme tazminatı istenemeyeceğini, diğer davalı Cemil’in de yanında çalışmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece imza incelemesi yaptırılmış ise de, toplanan kanıtlar ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin raporu ile sözleşme altındaki imzanın davalı E. Ö. ait olduğu tespit edilememiş ve sözleşmeyi bu davalının imzaladığı ispatlanamamıştır. Yazılı sözleşme kanıtlanamamakla birlikte toplanan deliller ve davacının gönderdiği 49.790,00 TL’yi bu davalının kabul etmiş ve başka bir sebeple bu ödemenin kendisine yapıldığını yasal delillerle ispatlayamamış olması karşısında davacı ile davalı Ekrem arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu anlaşılmaktadır.
Dairemizin bu konudaki yerleşmiş içtihatları ve doktrinde yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olup yazılı sözleşme bulunmaması ve tarafların bedelde uyuşamamaları halinde iş bedelinin, işin yapıldığı ileri sürülen 2008 yılında yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir.
Bu durumda mahkemece hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla, davacı ile davalı E. Ö. arasında kurulan sözlü eser sözleşmesi ilişkisi sebebiyle imalât bedelinin yazılı sözleşme dikkate alınmaksızın işin yapıldığı 2008 yılı serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp bulunacak bu bedelden iş sahibi tarafından kanıtlanan ödemeler düşüldükten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi ve yazılı sözleşmenin varlığı kabul edilmediğinden gecikme tazminatına ilişkin istemin tümden reddi yerine eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı Ekrem’in diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı E. Ö. yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı E. O. geri verilmesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.