Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/1065 E. 2014/2500 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1065
KARAR NO : 2014/2500
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

Mahkemesi :Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :20.06.2012
Numarası :2009/432-2012/234

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, icra takibine takip borçlusu davalının vâki itirazının iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün 2007/18090 takip sayılı dosyası kapsamından; takip alacaklısı davacı şirket tarafından takip borçluları davalı M.İnşaat Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı İ. A.Teknolojileri A.Ş. haklarında adi takip yoluyla başlatılan icra takibinde, 49.024,06 TL asıl alacak, 5.037,22 TL işlemiş temerrüt faizi ve 906,70 TL KDV alacaklarının tahsilinin istendiği, davalı şirketin süresindeki itirazı sonucu hakkındaki takibin durduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptâli davasının da İİK’nın 67. maddesinde öngörülen bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Yanlar arasında yapılan 24.07.2006 ve 14.08.2006 tarihli sözleşmeler, somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımı yapılan eser sözleşmeleridir. Davacı şirket alt yüklenici; davalı şirket ise adi ortaklardan olan yüklenici şirkettir. Takip ve dava konusu asıl alacak ve fer’ilerinin yanlar arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı davacı yanca ileri sürülmektedir. Mahkemece, adi ortaklığın taraf olduğu uyuşmazlıklarda davanın, adi ortaklığı oluşturan şahıs ya da tüzel kişiler tarafından veya onların tamamı aleyhine açılması gerektiği gerekçesi ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu yöndeki kararı adi ortakların aktif dava ehliyeti yönünden doğru ise de; davanın adi ortakların tamamı aleyhine açılması gerektiğine yönelik kabulü isabetli olmamıştır. Çünkü, somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 534. maddesi hükmü gereğince, adi ortaklar, para borçlarından ötürü alacaklılara karşı müteselsilen sorumlu olduklarından alacaklı adi ortakların tümü ya da bir veya birkaçı hakkında icra takibi yapabilir ve hakkında dava açabilir. Mahkemece, bu hususun gözden kaçırılması sonucu yazılı gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; takip ve dava konusu alacaklardan ötürü davacı alt yüklenicinin alacaklı olup olmadığının belirlenmesi için taraflarca sunulan delillerin değerlendirilmesi ve gereken incelemelerin yapılarak uyuşmazlığın esasının çözüme bağlanmasından ibaret olmalıdır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.