Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/1013 E. 2014/704 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1013
KARAR NO : 2014/704
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

Mahkemesi :Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :06.11.2012
Numarası :2011/252-2012/537

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine karşı yapılan itirazın itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında davalı iş sahibine ait A.. K..ve M..’da bulunan A… ve A…blokların inşaatı için fore kazık imalatı konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ve davacı yüklenicinin icra takibine konu 28.12.2010 gün ve 264013 sıra numaralı faturada belirtilen imalâtları yaptığı anlaşılmaktadır. Taraflar bedel konusunda anlaşamadığı ve bedelin kararlaştırıldığı yazılı sözleşme de bulunmadığından, mahkemece imalât bedelinin dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmü gereğince yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılması yerindedir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulunun 30.09.2012 günlü raporunda, işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre gerçekleştirilen imalât bedeli 34.880,00 TL olarak belirlenmiş ve belirlenen bu bedele KDV ilave edilmek suretiyle davacı alacağının 41.158,40 TL olduğu belirtilmiştir. Ancak mahalli piyasa rayici kavramı içinde yapılan işin ya da alınan hizmetin o tarih itibariyle ödenen tüm karşılığı olup, KDV de dahil olduğundan, iş bedeline ayrıca KDV ilavesi yapılamaz. Bu husus gözetilmeden yanlış değerlendirmeyle bilirkişi raporunda tespit edilen tüm alacak miktarı üzerinden icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalının icra takibine itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekmektedir. Oysa, icra takibine konu alacağın miktarı bilirkişi incelemesi sonucu belirleneceğinden, diğer bir anlatımla alacağın tespiti yargılamaya muhtaç olduğundan likid olduğu söylenemez. Bu yüzden davalı icra takibine karşı yapmış olduğu itirazında haksız değildir. Bu sebeple davacının icra inkar tazminatına yönelik isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması da doğru değildir.
Mahkemece yapılması gereken, iş bedelini yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiç fiyatlarına göre hesaplayan bilirkişi raporu dikkate alınarak, 34.880,00 TL alacak yönünden davanın kabulü ile bu miktar üzerinden icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı isteminin ise reddine karar vermekten ibarettir.
Yukarda açıklanan gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.