Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2012/6858 E. 2013/5517 K. 09.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6858
KARAR NO : 2013/5517
KARAR TARİHİ : 09.10.2013

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
Dava 818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi tayini istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın asıl alacak yönünden kabulü ile Torbalı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1761 E. sayılı dosyasındaki itirazın iptâli ile takibin 20.457,08 TL yönünden devamına, asıl alacağa değişen oranlarda faiz uygulanmasına, işlemiş faiz alacağının reddine, asıl alacağın %40’ı olan 8.182,80 TL icra inkâr gideriminin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici B.. Mimarlık Müh.İnş.San.Ltd.Şti., Torbalı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1761 Esas sayılı dosyasında, davalı iş sahibi borçlu Y.. B.. aleyhine yaptığı icra takibinde 20.457,08 TL asıl alacak, 1.569,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.026,39 TL talep etmiş olup, davalı borçlu 28.04.2009 tarihli dilekçesiyle yetkiye, borca ve faiz miktarına itirazda bulunmuştur. Eldeki bu davada itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi istenmiştir. Davalı iş sahibi borçlu itirazın iptâli davasında da mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.2002 tarih 13241 esas-208 karar sayılı ilâmı ile Dairemizin kararlılık kazanan uygulamalarına göre hem icra dairesi, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde, itirazın iptâli davasına bakan mahkemenin, öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, icra dairesi yetkili ise işin esasına girmesi, yetkili değilse itirazın iptâli davasını yetkili icra dairesinde takip yapılmaması nedeni ile ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığından reddetmesi gereklidir. Çünkü, itirazın iptâli davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin varlığı zorunludur. İcra dairelerinin yetkisini düzenleyen İİK’nın 50/I. maddesine göre ilâmsız icra takiplerinde 1086 Sayılı HUMK’nın yetkiye dayalı hükümleri kıyas yolu ile uygulanacaktır. Anılan hüküm uyarınca ilâmsız icra takiplerinde, yetki sözleşmesi yoksa, HUMK’nın 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre borçlunun yerleşim yeri icra dairesi yetkili olduğu gibi, 10. maddesi uyarınca akdin ifa edildiği yer icra dairesi de yetkilidir. Açıklanan olgular ışığında somut olaya bakıldığında, davalı iş sahibi belediyenin yerleşim yeri Yalvaç olduğu gibi, yapıldığı iddia olunan akdin ifa yeri de Yalvaç’tır. Ayrıca sözleşmenin 34. maddesinde bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde de Yalvaç Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda icra takibinin yapıldığı Torbalı İcra Müdürlüğü’nün yetkisiz olduğundan yerel mahkemece icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle itirazın iptâli davasının reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenip davanın kabulü yönünde hüküm kurulması yerinde olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.