Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2012/218 E. 2012/6367 K. 10.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/218
KARAR NO : 2012/6367
KARAR TARİHİ : 10.10.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât sebebiyle bedel tenzili ve bu yüzden uğranılan zararların giderilmesi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece 16.11.2009 tarih ve 2008/48 esas, 2009/146 karar sayılı ilâmla davanın kısmen kabulü ile 79.000,00 TL’nin 03.12.2008 ihtar tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Anılan bu kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 08.03.2011 tarih, 2010/1563 esas, 2011/1383 karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiş, bozma kararı taraf vekillerine 06.04.2011 günü tebliğ edilmiş, davalı vekilince 08.04.2011 tarihinde karar düzeltme dilekçesi verilmiştir. Bu dilekçe gereği karar düzeltme harcı alınıp kaleme kaydı da yapılmıştır. Yerel mahkemece 01.04.2011 tarihli tensip tutanağı düzenlenmiş, bu tutanak gereği taraflara duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı çıkarılmasına, bozma kararına uyulup uyulmama konusunun duruşmada dikkate alınmasına, dosyanın bilirkişilere tevdii olunarak Yargıtay bozma ilâmı gereği ek rapor alınmasına, bu nedenle duruşmanın 02.05.2011 gününe ertelenmesine karar verilmiştir. 02.05.2011 tarihli oturuma davacı vekili katılmış olup, davalı vekili gelmemiştir. Bu oturumda Yargıtay bozma kararına uyulmasına, anılan ek bilirkişi raporu da gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HUMK’nın 73. maddesinde Kanun’un gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı dinlemedikçe veyahut iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için yasal şekillere uygun davet etmedikçe hükmünü veremez, HMK’nın 27. maddesinde davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler düzenlemesine yer verilmiştir.
Belirtilen bu yasal düzenleme gözetilmeden davalı tarafın yasal savunma hakkı kısıtlanmış, yargılama süreciyle ilgili usul işlemleri tamamlanmadan sonuca gidilmiş, usul- yasaya ve yönteme aykırı davranılmıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; davalı vekilince sunulan karar düzeltme dilekçesinin bir sureti davacı tarafa tebliğe çıkartılıp, tebliğ işlemi usulüne uygun tamamlandıktan sonra dosyanın karar düzeltme istemi yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a göndermekten, anılan usul işlemi de tamamlandıktan sonra sonucu dairesinde işlem yapıp karar vermekten ibaret olmalıdır.
Açıklanan olgular gözetilmeden yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.