Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/7096 E. 2012/3952 K. 29.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7096
KARAR NO : 2012/3952
KARAR TARİHİ : 29.05.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesine dayalı … bedeli alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptâline ilişkindir. Davalı akdî ilişkinin varlığını inkâr etmiş, gemideki tamirat ve tadilat işlerini … isimli şahsa yaptırdığını ve bedelini de ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında yazılı anlaşmanın varlığı iddia ve ispat olunmamıştır. Davacı, … imzalı “… … Gemisinde yapılan işler” başlıklı belgeye dayanarak davalı aleyhine takibe geçmiştir. Mahkemece belgeyi imzalayan …’nın davalının gemi kaptanı olduğu, bu nedenle sözleşmenin davalıyı da sorumlu kılacağı gerekçesiyle dava kabul edilmiş ise de, davalı, …’in kendi yüklenicisi olup kaptanı olmadığını savunmuştur. Mahkemece bu savunma incelenmeden hükme varılmıştır. Oysa öncelikle yapılması gereken akdî ilişkinin varlığının ve davalının sorumluluğunun hukuki dayanakları ile ortaya konulmasıdır. Öte yandan davadaki alacak gemi onarım işinden kaynaklandığına göre konunun uzmanı bilirkişiden rapor alınması gerekirken mali müşavir raporunun dayanak alınması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
O halde mahkemece yapılması gereken …, taraf delillerinde gösterilen “Gemi sicil ve jurnal kayıtları” incelenerek, …’nın davalıya ait geminin kaptanı olup olmadığı, davanın dayanağı belge konusunda adı geçenin isticvap olunarak imzanın kendisine ait olduğu anlaşıldığında, davalıyı temsilen yaptırıp yaptırmadığı değerlendirildikten ve böylece akdî ilişkinin varlığı hukuki dayanaklarıyla ortaya konulduktan sonra davalıyı bağlayacağı kabul edilirse, şimdiki gibi davanın kabulüne, aksi takdirde akdî ilişkinin varlığı konusunda davacının yemin deliline dayanmış olduğu gözetilerek davalıya yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatıldıktan sonra sonucuna göre akdî ilişki kabul edilirse BK’nın 366. maddesi hükmünce onarım tarihindeki piyasa fiyatlarıyla bedelin uzman bilirkişiye hesaplattırılarak buna hüküm kurmaktan ibarettir.
Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.