Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/6934 E. 2012/2227 K. 05.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6934
KARAR NO : 2012/2227
KARAR TARİHİ : 05.04.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmıştır. Davada, davalı tarafından davacı işyerinde çalıştırılan işçiler için bağlı bulundukları sendika tarafından iş sahibi aleyhine iş mahkemelerinde açılan davalar sonucunda hükme bağlanan ve davacıdan tahsil edilen miktarın sözleşmenin 6.8 maddesi hükmüne dayalı olarak rücuen tahsili talep edilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı iş sahibi sözleşmeye dayalı olarak rücu isteminde bulunmaktadır. Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda kabul edilecek alacağa temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp alacaklının yöntemine uygun ihtarıyla borçlunun temerrüde düşürülmüş ya da borcun kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir (Borçlar Kanunu md. 101. vd.). Somut olayda davadan önce temerrüt ihtarı bulunmadığı gibi sözleşmede kararlaştırılan kesin vade de yoktur. Bu durumda kabul edilen alacağa dava tarihi yerine, tarih de belirtilmeksizin ödeme gününden faiz yürütülmesi doğru olmamıştır. Hüküm bu yönden bozulmalıdır. Ne var ki; yapılan bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kabulüyle mahkeme kararının hüküm kısmı 1. bent birinci satırındaki “ödeme tarihlerinden” kelimelerinin karar metninden çıkartılarak yerine “07.02.2003 dava tarihinden” tarih ve kelimelerinin yazılmasına ve kararın değiştirilen bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 900,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı şirkete verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.