YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/582
KARAR NO : 2011/2791
KARAR TARİHİ : 09.05.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki asıl davanın davacısı ve birleşen davanın davalısı …, asıl ve birleşen davanın davalıları … ve …, birleşen davanın davalılarından … ile asıl davada müdahil … vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden, birleşen dava ise alacağın temlikinden kaynaklanan tescil istemlerine ilişkin olup, mahkemece kısmen kabule dair verilen karar asıl davanın davacısı ve birleşen davanın davalısı …, asıl ve birleşen davanın davalıları … ve …, birleşen davanın davacılarından … ile asıl davada müdahil … vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davanın davalıları … ve …, birleşen davanın davacılarından … ile asıl davada müdahil … vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Asıl davanın davacısı ve birleşen davanın davalısı …’nın temyiz itirazlarına gelince; hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilâmında, asıl davadaki talebin 17.12.2003 günlü sözleşme uyarınca arsa sahibine ait olması gereken bağımsız bölümlerin tesbitine ilişkin olduğu, her ne kadar davacıya vekili aracılığı ile yapılan sözleşmede bir adet daire verilmesi kararlaştırılmışsa da vekilin müvekkilinin menfaatlerini en iyi şekilde koruması gerektiği, somut olayda vekilin bu edimini yerine getirip getirmediğinin denetlenebilmesi için belediyeden işlem dosyası getirtilerek 969 ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerinde keşif yapılmak suretiyle mevcut binanın durumunun tespit edilmesi, parsel üzerinde yasal olarak kaç adet bağımsız bölüm yapıldığının belirlenmesi ve o bölgede 17.12.2003 sözleşme tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde uygulanan paylaşım oranı ve dairelerin konumları göz önünde bulundurulup davacıya ait olması gereken daire adedinin, taleple bağlılık ilkesi gereği %40 oranı aşılmamak kaydıyla saptanması gerektiği bildirilmiştir.
Ne var ki hükmüne uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiş, bozma ilâmında değinilmesine rağmen 17.12.2003 sözleşme tarihinde taşınmazın bulunduğu bölgede uygulunan paylaşım oranı araştırılmamış, bu konuda taraflardan delilleri sorulup toplanmamış, keza binadaki bağımsız bölümlerin konumları itibariyle değerlendirilmeleri yapılıp belirlenecek paylaşım oranı doğrultusunda davacıya verilmesi gereken bağımsız bölüm adedi ve yerleri ortaya çıkarılmamış, bu konuda alınan yetersiz bilirkişi raporu yönünde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
Bunun yanında birleşen davada, yüklenicinden bağımsız bölüm temlik alan …, … ve … … tescil isteminde bulunmuşlarsa da, istem konusu bölümlerin adı geçen davacılar adına tescil edilebilmeleri için yüklenicinin inşaatı sözleşmesine, projesine, ruhsatına, imar mevzuatına, fen ve sanat kurallarına uygun şekilde tamamlayıp teslimi gerekmesine karşın binanın proje ve ruhsatına aykırılıklar taşıdığı, bu haliyle sözleşmede kararlaştırılmasına rağmen yüklenicinin binaya yapı kullanma izin belgesi alamayacağı anlaşılmış, dolayısıyla yüklenicinin henüz haketmediği bağımsız bölümlerin birleşen davanın davacılarına temlikinden de sözedilemeyeceği, keza esasen binadaki dairelerin aidiyeti yönünden arsa sahibi ile yüklenici arasında uyuşmazlık bulunduğu ve bu uyuşmazlığın giderilme şekline göre davacıların isteğinin ancak inşaat anahtar teslimi olarak bitirildikten sonra değerlendirilebileceği nazara alınarak bu aşamada reddi gereken birleşen davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlık konusu hakkında uzmanlığı bulunan ikisi inşaat mühendisi ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak yasal bağımsız bölümlerin konumları ve buna göre taşıdıkları değer saptanmalı, bu bilgiler esas alınarak taşınmazın halen arsa vasfında olduğu, henüz kat irtifakı kurulmadığı nazara alınarak ileride kat irtifakı tesisinde baz alınacak şekilde arsa paylarını gösterir şekilde bağımsız bölüm listesi oluşturulmalı, bundan sonra da 17.12.2003 sözleşme tarihi itibariyle belirlenecek kat karşılığı inşaatlarda bölgede uygulanagelen paylaşım oranına göre davacının alması gereken bağımsız bölümler tesbit edilmeli, bu tesbit sırasında davacının %40 oranında dairenin kendisine ait olması gerektiği yönündeki istemi gözden kaçırılmaksızın talebi aşılmamalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir hükme varılmalı, birleşen dava hakkında ise red kararı verilmelidir.
Değinilen hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davanın davalıları … ve …, birleşen davanın davacılarından … ile asıl davada müdahil …’un temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın asıl davanın davacısı ve birleşen davanın davalısı … yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden müdahil …’dan, bakiye 1,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden birleşen davada davacı …’den, bakiye 3.523,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılar … ve …’dan alınmasına, 09.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.