Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/5763 E. 2012/5948 K. 02.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5763
KARAR NO : 2012/5948
KARAR TARİHİ : 02.10.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği (Tic.Mah.Sıf.)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine takip borçlusu davalının vâki itirazının iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 84.897,01 TL asıl alacak ve 6.013,54 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden davalının vâki itirazının iptâline ve davacı yararına 33.958,80 TL icra inkâr tazminatına hükmolunmasına karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Düzce 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1066 takip sayılı dosyası kapsamında; takip alacaklısı davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında adi takip yoluyla başlatılan icra takibinde, 84.897,01 TL asıl alacak ve 6.485,19 TL işlemiş temerrüt faizinin tahsilinin istendiği, takip borçlusu davalının süresindeki itirazı sonucu takibin durduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptâli davasının da bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Yanlar arasında 06.06.2003 tarihli ve “sözleşme” başlıklı adi yazılı şekilde sözleşme yapılmıştır. Davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir. Yüklenici davalı şirket, yanlar arasındaki sözleşmenin “kapsamı” başlığı altında gösterilen elektrik işlerinin yapımını yüklenmiştir.
Davacı iş sahibi iş bedeline mahsuben davalıya 542.802,35 TL tutarında ödeme yapılmış olmasına karşın; davalının 459.250,00 TL tutarında fatura keşide ettiğini ve buna göre dava ve takip konusu 84.897,01 TL fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek tahsilini istemiştir. Davalı yüklenici ise, sözleşme konusu tüm işin, yapılarak tamamlanmış şekilde davacıya teslim olunduğunu; takip ve dava konusu miktardaki iş bedelinin teşvik kapsamına alınacağını davacının bildirmesi sonucu bu işlemin tamamlanmasından sonra faturanın keşide edileceğini ve tüm iş bedelinin hakedildiğini savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Sözleşme konusu iş bir bütün olup, tamamlanmış olması durumunda yüklenici tarafından iş sahibine iş bedelini gösterir fatura verilmesi VUK’nın 230 ve 231. maddeleri uyarınca gerekir ise de; faturanın keşide olunmaması, hakedilen iş bedelinin istenmesine engel teşkil etmez. Somut olayda, uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 364. maddesi hükmü gereğince, kural olarak iş bedeli; işin teslimi zamanında istenebilir olur. Ne var ki yanlarca iş bedelinin ödeme şekli ve zamanı değişik bir düzenlemeye bağlanabilir. Somut olayda ise iş bedeli tamamen ödendiği halde, davacı iş sahibi, bazı işlerin yüklenici tarafından yapılmadığını; yani eksik bırakıldığını ileri sürmüş ise de, bu yöndeki iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Kaldı ki, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 356. maddesi hükmü gereğince, asıl olan işin yüklenici tarafından yapılmış olduğudur. Taraflarca sunulan tüm belgeler bilirkişi kurullarınca değerlendirilmiş ve teknik bilirkişilerce her iki raporda da sözleşme konusu işin, yüklenici tarafından tamamlanmış olarak iş sahibi davacıya teslim edildiği bildirilmiştir. O halde, yüklenici tüm işi yapmış olduğundan bedelini de iş sahibinden istemekte haklıdır. Davacı da davalının hakettiği iş bedelini ödemiş bulunmaktadır. Davalıya fazla ödeme yapıldığı davacı tarafından yasal delillerle kanıtlanamamıştır. Bu sebeplerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece, hukuksal olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 02.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.