Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/5561 E. 2012/5197 K. 09.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5561
KARAR NO : 2012/5197
KARAR TARİHİ : 09.07.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Asıl dava, 20.03.2007 tarihli ilköğretim okulu onarım güçlendirme sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen hakediş alacağı ile fazla imalât bedelinin, teminatın irad kaydından kaynaklanan zararın tahsiline karar verilmesi istemi ile açılmış, davalı reddini savunmuş, birleşen davada, sözleşmenin feshi sonucu uğranılan zararın tahsilini istemiş, mahkemenin asıl davanın ıslah olunan miktara göre kabulüne, birleşen davanın reddine dair kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, davacı yüklenicinin 94.860,25 TL sözleşme kapsamında, 38.157,94 TL sözleşme dışında imalât gerçekleştirdiği hesaplanmıştır. İş sahibinin yararına fazla imalâtın varlığı halinde bedeli BK’nın 413. maddesi hükmünce yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre hesaplanır. Oysa hükme dayanak bilirkişi raporunda, davacı yüklenicinin listesi esas alınmış ve bu listede bayındırlık birim fiyatları üzerinden alacak hesaplanmış olup bu haliyle raporun yeterli olduğu kabul edilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş, fazla imalâtın yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre bedelini hesaplatmak, böylece toplam alacaktan ihtilâfsız ödeme tutarının mahsubu ile varsa kalan miktara hükmetmekten ibarettir. Bu husus üzerinde durulmadan, bilirkişi raporu ile bağlı kalınarak karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de toplam 133.018,19 TL alacaktan 81.350,15 TL düşüldüğünde kalan 51.668,19 TL yerine, 58.124,00 TL’nin hüküm altına alınması da doğru olmamıştır.

3-Davacı ve birleşen davada davalının sair temyizine gelince; davada avans faizi istenildiği halde mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa dava konusu iş Türk Ticaret Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince ticari iş olduğundan ve 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca TC Merkez Bankası’nca yayınlanan avans faizi oranlarına göre faiz isteyebileceğinden avans faizine hüküm kurulması yerine yasal faizin kabulü usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bent uyarınca davalı ve birleşen davada davacılar yararına, 3. bent uyarınca davacı ve birleşen davada davalılar yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dava davalısına geri verilmesine, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.