YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5332
KARAR NO : 2011/5055
KARAR TARİHİ : 12.09.2011
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine, sözleşmedeki tahkim şartı gereği hakem tayini istemine ilişkindir. Mahkemece davalı … yönünden talebin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı şirket yönünden hakem tayini isteminin kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Tahkim şartı bir sözleşmenin taraflarının o sözleşmeden kaynaklanabilecek uyuşmazlıkların çözümünü hakeme-hakemlere bırakmak hususunda yaptıkları bir anlaşmadır. Uyuşmazlıkların devlet mahkemelerinde çözümü esas olup, tahkim istisnai bir yoldur. Aksi düşünce Anayasa’nın 9. maddesinde teminat alınan yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılacağına ilişkin kurala ve tabiî hakim ilkesine aykırı düşer.
Davacı vekili davalılar vekilinin … yönünden husumet itirazında bulunması üzerine davalılar vekilinin temyiz dilekçesine eklediği belgelere göre duruşmanın bırakıldığı saat olan 14.30’dan önce aynı gün saat 14.16’da davalılar hakkında İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/286 Esasına kayıtlı itirazın iptali davasını açmış ve eldeki davanın aynı günlü duruşmasında vazgeçme beyanını bildirmiştir. Davalı … hakkındaki talep husumet yönünden reddedilmiş olup temyiz edilmediğinden bununla ilgili genel mahkemelerde dava açılabileceğine dair kabul kesinleşmiştir. Yerel mahkeme kararının kesinleşmesi durumunda, bu hal davanın şirket hakkında hakemde, Ünal hakkında mahkemede görülmesi sonucunu doğuracaktır.
Bu durumda davacı şirketin sözleşmedeki tahkim şartına rağmen nihai karardan önce genel mahkemede dava açmış olması ve davalının da tahkim şartının geçersizliğini ileri sürmesi karşısında tarafların tahkim şartının uygulanmasından vazgeçtiklerinin kabulü gerektiği, (Yargıtay 15 H.D’nin 23.03.2010 gün 2010/1581 Esas 2010/1652 Karar sayılı ilamı) gibi icra takibinde borçlu gösterilen şirket ile yetkilisi haklarında hakem ve genel mahkemelerde ayrı dava açılması yargılamanın hızlı bir şekilde yapılıp bitirilmesini engelleyeceği ve birbirine aykırı kararların verilmesine de neden olabileceğinden davanın tümden reddi yerine, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 12.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.