Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/5054 E. 2011/5059 K. 12.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5054
KARAR NO : 2011/5059
KARAR TARİHİ : 12.09.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinin feshi sebebiyle imalât, malzeme bedeli ve fiyat farkı alacaklarının tahsili istemlerine ilişkindir.
Yargılamanın devamı sırasında davacı alacaklı vekilinin talebi üzerine İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca verilen ihtiyati haciz kararlarına davalı-borçlu vekilince yapılan itiraz mahkemece reddedilmiş, verilen red kararı davalı vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nın 257/I. maddesine göre alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş bulunması yeterlidir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı da İİK’nın 257/II. maddesi gereğince ancak borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunmaması, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mal kaçırma, gizleme veya kendisinin kaçması veya kaçmaya hazırlandığını gösterir hileli işlemde bulunması halinde ihtiyati haciz talep edilebilir. Aynı Yasa’nın 259. maddesinde de ihtiyati hacizde teminat hususu düzenlenmiş olup birinci fıkrasında ihtiyati haciz isteyen alacaklının HUMK’nın 96. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu hükmü getirilmiştir.
Yine İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz başlığı altında; borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuruyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye itiraz edebileceği belirtilmiştir. Dosyada haczin tatbikine dair tutunak olmayıp, karar üzerindeki borçlu vekiline tebliğ tarihlerine göre itirazın mahkemesine yasal süresinde yapıldığı ve red kararının davalı vekilince alındığı 28.06.2011 tarihine göre 29.06.2011 günlü temyizin de yasal süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince mahkemenin yetkisine itiraz bulunmadığı ve teminat mahkemece takdir edilerek yatırılmış olduğundan İİK’nın 265. maddesindeki diğer itiraz sebepleri yerinde değil ise de; ihtiyati haciz kararı verilmesinin dayanağı olan alacak herhangi bir belge veya senede bağlı olmadığı, 09.10.2008 tarihli fesih tutanağında akdî ilişkinin sonlandırılması kararlaştırılarak tasfiye yapılacağı öngörüldüğü halde taraflarca tasfiyede mutabakat sağlanamadığından eldeki davanın açıldığı, davanın halen derdest olup, alacağın varlığı ve miktarının yargılama sonucunda belirleneceği ve borçlunun kaçma, mal kaçırma hazırlığı veya çabası içinde olduğuna dair herhangi bir delil de ibraz edilmediğinden İİK’nın 257/I ve II. fıkralarındaki ihtiyati haciz koşulları oluşmamıştır.
Bu durumda mahkemece davalı borçlunun ihtiyati haczin dayandığı sebeplere yönelik itirazı yerinde olduğundan kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu reddi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesi’nin ihtiyati hacze itirazın reddine dair 21.06.2011 gün 2009/269 Esas sayılı kararının BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.