YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/430
KARAR NO : 2011/3283
KARAR TARİHİ : 02.06.2011
Davacı 43/… ile davalı …Taah.Tic.Ltd.Şti. arasındaki davadan dolayı Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.06.2008 gün ve 2007/300-2008/395 sayılı hükmü onayan Dairemizin 15.06.2010 gün ve 2009/3205-2010/3384 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup eksik ve kusurlu işler bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizden verilen 15.06.2010 gün 2009/3205 Esas 2010/3384 Karar sayılı onama ilâmına karşı yine davalı vekilince yasal süresi içinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Yargılama aşamasında dava dilekçesinde bildirilen davalı adresine çıkartılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat bilâ tebliğ iade edildikten sonra mahkemece ticaret sicilinden davalının adresi sorularak tespit edilmiş ve bu adrese normal usullere göre tebligat çıkartılmaksızın Tebligat Yasası’nın 35 ve Tüzüğü’nün 55. maddeleri gereğince binanın kapısına asılmak suretiyle tebliğ işlemi yapılmıştır.
Tebligat Kanunu’nun 35 ve Nizamnamenin 55. maddeleri gereğince sözleşme ya da kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Ticaret Sicilleri, Esnaf ve Sanatkârlar Sicillerine bildirilen adreslere 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için sözkonusu adreslere öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir.
Somut olayda, ticaret sicilinden sorularak saptanan davalının adresine öncelikle normal yollarla tebliğ yoluna gidilmeksizin doğrudan doğruya dava dilekçesinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ ettirilmesi usulsüz olup yargılama sürecinde davalının öğrendiği de saptanamadığı ve yapılan usulsüz tebligat sebebiyle davalının savunma hakkı kısıtlandığından yerel mahkeme kararının sair temyiz itirazları incelenmeksizin bu gerekçelerle bozulması gerekirken, tebliğin usulüne uygun yapılmadığı gözden kaçırılarak onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulü uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 15.06.2010 gün 2009/3205 Esas, 2010/3384 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer karar düzeltme taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine, 02.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.