Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/3750 E. 2012/3795 K. 24.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3750
KARAR NO : 2012/3795
KARAR TARİHİ : 24.05.2012

Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de miktar itibariyle duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin geçersizliğinin tesbiti ile tapu iptâli ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Celp edilen tapu kaydına göre sözleşme konusu … Köyü … mevkii 132 ada 58 parsel sayılı taşınmazda sözleşme tarihinde davacı dışında … isimlerinde üç paydaş daha olup paylı (müşterek) mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Kat karşılığı inşaat yapımı olağan kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan … işlerinden olduğundan TMK’nın 692. maddesi hükmünce paydaşlar arasında aksi oybirliği ile kararlaştırılmış olmadıkça tüm pay sahiplerinin kabulüne bağlıdır. Bunun yanında kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri tapuda pay devrini de içerdiğinden BK’nın 213, TMK’nın 706, Noterlik Kanunu’nun 60 ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerine göre geçerliliği, resmi şekilde yapılmış olma koşuluna bağlıdır.
Somut olayda sözleşmede diğer paydaşlar yer almadığından sözleşme geçersizdir. Diğer paydaşların 25.07.2002 tarihli adi yazılı belgedeki beyanları “taşınmaz krokisindeki taralı kısmının davacıya ait olduğu ve bu yerde yapılacak inşaatlarda diğer hissedarların hiçbir hakkı olmadığına” ilişkin olup açıkça kabul olmadığı gibi diğer pay sahiplerinin inşaat yapımına muvafakat ettikleri kabul edilse dahi, sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. 30.09.1988 gün ve 2/2 sayılı İ.B.K’ya göre inşaatın tamamlanması ya da tapuda pay devri yapılması halinde sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını ileri sürmek TMK’nın 2. maddesine göre hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağından geçerli hale geleceği kabul edilmekte ise de bilirkişi raporu ve … İl İdare Kurulu’nun 04.03.2003 gün 333 sayılı kararına göre inşaat ruhsatsız ve kaçak yapılmış olup yıkım kararı verildiğinden, inşaatın yasal biçimde tamamlanıp teslim edildiğinden söz edilemez. Tapu intikâl belgeleri bulunmamakla birlikte tarafların beyan ve kabullerine göre davacının 03.01.2003 tarihinde hissesini davalı yüklenici … …’a onun da diğer yüklenici…’ya devrettiği ve bu şekilde davacı tarafından pay devri yapıldığı anlaşılmakla birlikte davalılar vekili cevap
dilekçesinde tapudaki 03.01.2003 günlü devrin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifası zımnında verilmediğini kabul ettiği ve davacı dahi tupadaki satış işlemini sözleşmede kendisine düşen pay devri ediminin ifası için değil İl İdare Kurulu’nun vereceği para cezasından kurtulmak amacıyla yaptığını ileri sürdüğü bu suretle pay devrinin de sözleşmenin ifası amacıyla yapılmadığı anlaşıldığından sözleşmenin geçerli hale geldiği ve geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması olacağının kabulü mümkün değildir. Davalılar, davacı arsa sahibinin hissesini bedelini ödeyerek satın aldıklarını ve bu şekilde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin sona erdiği ve geçersiz olduğunu savunmuş iseler de, özellikle devrin gerçek satış olduğu ve bedelini ödediklerini yasal delillerle kanıtlayamamışlardır.
Bu durumda mahkemece, tapudaki devir gerçek satış olmadığı, sözleşme tüm paydaşlarca yapılmadığı ve resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğu gibi geçerli olduğu kabul edilse dahi inşaat ruhsatsız ve kaçak olarak yapılmış olup yıkım kararı verildiği, bu nedenle davalı yükleniciler edimlerini yerine getirmedikleri ve aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermek zorunda olduklarından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu ret kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.