Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/3536 E. 2012/768 K. 13.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3536
KARAR NO : 2012/768
KARAR TARİHİ : 13.02.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, iş bedelinin iadesi istemiyle açılmış; mahkemece, davanın kabulü ile 32.500,00 TL’nin 29.08.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesi gereğince, davası kabul edilen asıl alacağa mahkemece, temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın, istenebilir olması yeterli olmayıp; davalının, alacaklı davacı tarafından borçlu temerrüdüne düşürülmesi zorunludur. Somut olayda, davacının, davalıyı davanın açıldığı tarih olan 15.03.2010 tarihi itibariyle borçlu temerrüdüne düşürmüş olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına davacı tarafından … 3. Noterliği’nce düzenlenen 12.03.2010 tarihli ihtarname sunulmuşsa da, bu ihtarnamenin davalıya tebliğini gösterir bir kayıt ve belge bulunmamaktadır. Ne var ki; mahkemece dava değerinin ıslah yoluyla arttırılmış olduğu da gözetilmeden davası kabul edilen tüm alacağa, 30.000,00 TL iş bedelinin ödendiği tarih olan 29.08.2009 tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanmıştır. O halde, davası kabul edilen 15.000,00 TL asıl alacağa dava tarihinden; 17.500,00 TL alacak kısmına da ıslah tarihi olan 03.01.2011 tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekirken; mahkemece, 29.08.2009 tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması doğru olmamıştır. Kararın bu sebeple bozulması gerekir ise de; mahkemece düşülen bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle kararın hüküm fıkrasının “davacı vekilinin ıslah tarihi de dikkate alınarak davanın kabulüne, 32.500,00 TL’nin 29.08.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve yerine “Davanın kabulüne ve 32.500,00 TL alacağın, 15.000,00 TL tutarındaki kısmına 15.03.2010 tarihinden; geriye kalan miktarına ise, 03.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak ve değişen oranlar da gözetilmek ve yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına ve kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.