Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/3231 E. 2012/5161 K. 05.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3231
KARAR NO : 2012/5161
KARAR TARİHİ : 05.07.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat Murat Kömürcü geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 05.02.2007 tarihli sözleşmenin feshi ile davalıya yapılan fazla ödemenin iadesi istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı tarafından açılan davada 05.02.2007 tarihli sözleşmenin feshi de talep edilmiş, mahkemece fesih isteminin reddine karar verilmiştir. Oysa yanlarca imzalanan sözleşme bedel karşılığı kararlaştırılan eser sözleşmesi olup fesih iradesinin karşı tarafa ulaştırılması ile sona erecek niteliktedir. Davacının 06.03.2007 tarihli fesih iradesinin davalıya ulaşması ile akit son bulmuştur. Mahkemece bu talebin kabul edilerek akdin davacı tarafından feshedildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken fesih isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Davacı tarafından keşide olunan 06.03.2007 tarihli ihtarla alacağın 7 gün içinde ödenmesi istenmiştir. Bu ihtarname davalıya 19.03.2007 tarihinde tebliğ edildiğinden verilen süre de dikkate alındığında davalı 27.03.2007 tarihinde temerrüde düştüğü halde faizin 19.03.2007 tarihinden başlatılması doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur.

Ancak düşülen bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın hüküm fıkrasının birinci paragrafında yer alan “ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19.03.2007” bölümünün çıkartılmasına yerine “Davalının temerrüde düşürüldüğü 27.03.2007” tarih ve kelime dizelerinin yazılmasına, yine hüküm fıkrasının beşinci paragrafında yer alan “Davacının fesih ile ilgili talebi reddedilmiş bulunduğundan bu dava ile ilgili 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” rakam ve kelime dizelerinin çıkarılmasına, yerine “sözleşmenin feshinin tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmiş olmasına, fesihte tarafların kusurunun ileride dava açıldığı takdirde ayrıca incelenebileceğine” kelime dizelerinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 900,00 TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak vekille temsil olunan davalıya verilmesine, davalı vekille temsil olunmadığından yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.