Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/3055 E. 2012/390 K. 30.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3055
KARAR NO : 2012/390
KARAR TARİHİ : 30.01.2012

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık, BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davada; kalan imalât bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının ödettirilmesi istenmiş, mahkemece kısmen kabule dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında halı saha yapımı konusunda sözleşme ilişkisinin kurulduğu ve sözleşme esaslarının 23.12.2008 günlü fiyat teklifiyle belirlendiği sabittir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Yapılan iş, 22.01.2009 tarihinde tanzim edilen tutanakla yüklenici tarafından iş sahibine teslim edilmiş, tutanak kapsamında hangi işlerin eksik ve hatalı olduğu taraflarca kayıt altına alınmış, ancak belirlenen eksiklerin giderilmesi için yükleniciye herhangi bir süre verilmemiş, mevcut imalâtın o haliyle teslim alındığı ifade edilmiştir. Daha sonra düzenlenen bir başka tutanakla da belirlenen eksikliklerin belediyenin kendi imkânlarıyla giderildiği kayıt altına alınmıştır. Nitekim 15.04.2003 günlü inşaat mühendisi bilirkişiden alınan raporda, keşif tarihi itibariyle yapılan imalâtta herhangi bir eksiklik olmadığı belirtilmiştir.
Şu halde, bilahare belediyenin kendi imkânlarıyla tamamlandığı anlaşılan ve 22.01.2009 günlü tutanakta belirtilen eksik ve kusurlu işler bedelinin sözleşme bedelinden indirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak hesaplattırılacak, eksik ve ayıplı işler bedelinin davacı alacağından mahsubu ile varsa kalan bedel üzerinden bir hükme varılmalıdır.
Bunun yanında kabule göre de; dava kısmen kabul edildiği halde yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesi de doğru olmamıştır.
Değinilen hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.