Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/2904 E. 2012/104 K. 18.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2904
KARAR NO : 2012/104
KARAR TARİHİ : 18.01.2012

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, alacak istemi ile açılmış, mahkemece davanın ödeme düşülerek kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı iş sahibi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında 21.11.2007 tarihinde “… Yazılım Satış Sözleşmesi” imzalanmış, iş bedeli 16.000 USD + KDV olarak belirlenmiştir. Sözleşme davalı iş sahibi şirket tarafından feshedilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde ödenmeyen iş bedeli ve kâr kaybından söz etmiş, 11.981 USD’nin tahsilini istemiştir. Mahkemece de bilirkişi raporlarına dayanılarak iş sahibi tarafından ödenen 1.935,20 USD düşülmek suretiyle kalan miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki, eser sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşmenin feshedildiği ve fesihte davalı-iş sahibinin kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı yüklenici iş bedeli olarak iş yerine getirilen bölümü ile hazırladığı halde fesih nedeniyle elinde kalan bölümünün bedelini ve işin fesih nedeniyle hiç yaptırılmayan bölümü içinde mahrum kaldığı kârın tazminini isteyebilir. Dava dilekçesinde de gerek iş bedelinin ödenmeyen kısmından gerekse kâr mahrumiyetinden söz edildiğine göre, öncelikle davacı iş sahibi vekiline dava konusu edilen miktarın ne kadarının ödenmeyen iş bedeline, ne kadarının kâr mahrumiyetine ilişkin olduğunun açıklattırılması, buna göre bilirkişi raporu alınıp karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki sözleşme götürü bedelli olduğundan hakedilen iş bedelinin fiziki oranlama yapılarak belirlenmesi, işin hiç yaptırılmayan kısmı yönünden de kâr kaybının BK’nın 325. maddesi de dikkate alınarak kesinti yöntemi uygulanmak suretiyle hesaplattırılması zorunludur. İş bedeli hesaplanırken gerçekleştirilen fiziki oran tüm iş bedeline uygulanarak, hakedilen iş bedelinin bulunması, mahrum kalınan kâr hesaplanırken, davacı yüklenici şirketin işi tamamlamaması nedeniyle sağladığı tasarruf aynı süre içerisinde başka bir işten elde ettiği veya elde etmekten kaçındığı kâr miktarının düşülerek sonuca varılması gerekir.
Mahkemece davacı yüklenici vekilinden davanın dava konusu miktarın ayrımı konusunda beyan alınmadan ve bilirkişilerin yeterli olmayan, davacı vekilinin dava dilekçesindeki istemini uygun bulan raporlarına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, öncelikle davacı vekiline dava konusu yaptığı miktarın ayrımının açıklattırılmasından, ne kadar miktarın iş bedeli ne kadar miktarın kâr kaybı olarak istendiğinin belirlenmesinden, daha sonra oluşturulacak konunun uzmanı bilirkişi kurulundan yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda rapor alınarak davacının hakettiği iş bedeli ile işin kendisine yaptırılmayan bölümünden uğradığı kâr kaybının hesaplattırılmasından, sonucuna göre değerlendirme yapılıp hüküm kurulmasından ibarettir.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi şirketin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın davalı iş sahibi şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 18.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.