Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/2704 E. 2012/391 K. 30.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2704
KARAR NO : 2012/391
KARAR TARİHİ : 30.01.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı 21.07.2006 tarihli sözleşme uyarınca imâl edip davalıya teslim ettiği malzemelerden dolayı davalıdan 2 adet fatura toplamı 88.380,82 TL alacaklı olduğunu, buna karşın 63.862,00 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek 24.517,82 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; davalı cevabında teslim edilen mamüllerden 400 adet soket adaptörünün ayıplı çıkması nedeniyle asıl iş sahibinin sözleşmesini feshedip, teminat mektubunu irat kaydettiğini, ayrıca ödenen miktarın 95.531,00 TL olduğunu, davacıya ödenen avansa karşılık verilen senetlerin üçüncü kişilere ciro edildiğini sonuç olarak davacıya borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacı alacağının kendisine yapılan ödemeden daha az olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ayıplı mal imâl edip etmediği, bu sebeple asıl iş sahibinin davacının kusuru nedeniyle davalının sözleşmesini feshedip, teminat mektubunu irat kaydetmesi ve davacıya yapılan ödemelerin miktarı konusunda da toplanmaktadır.
Dosyadaki belgelere ve alınan bilirkişi raporuna göre davalı yüklenicinin sözleşmesinin feshinde davacının kusurlu bulunduğu anlaşıldığından teminat mektubunun irat kaydı ve uğradığı diğer zararlardan dolayı mahsup isteminin yerinde olduğu kabul edilmelidir.
Ödemeler konusuna gelince; mahkemece kabul edilen ödemelerden 01.03.2006 tarihli 4.075,00 TL ile 03.04.2006 tarihli 5.750,00 TL’lik ödemenin dava konusu sözleşmenin imzalanmasından önceki döneme ait olması nedeniyle davalı ödemelerine katılması doğru
olmamıştır. Diğer yandan davacıya avans niteliğinde yapılan ödemelere karşılık davalıya senetler verildiği ve bu senetlerin 3. kişilere ciro edilip icra takibine konu edildikleri anlaşıldığından bu konuda yapılan araştırmada eksik ve yetersiz bulunmaktadır.
Bu nedenle mahkemece sözleşmeden önceki ödemeler dikkate alınmadan ve avans karşılığı alınan teminat senetleri ile ilgili icra takibi sonuçları incelenerek ve sonucuna göre avans ödemelerinin dikkate alınıp alınmayacağı değerlendirilip davalı tarafından yapılan ödeme saptanıp bu ödemeden bilirkişilerce belirlenen ayıplı mala ilişkin tutar, asıl iş sahibinin irat kaydettiği teminat miktarı davacı alacağından düşülerek, sonucuna uygun karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.