Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/2458 E. 2011/8113 K. 30.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2458
KARAR NO : 2011/8113
KARAR TARİHİ : 30.12.2011

Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı cevabında akdî ilişkiyi inkâr etmiştir. Akdî ilişkinin varlığını ispat yükü bu akdî ilişkiye dayanarak alacak talebinde bulunan davacı yüklenici şirkete aittir. Davacı şirket davada davalıya ait villanın bir kısım kaba inşaat işlerini yaptığını iddia etmişse de her iki tarafın imzalarını içerir yazılı bir sözleşme ibraz edememiş, delil olarak fatura, ihtar, dava dışı site yönetimi kayıtları, davacı şirket hakkında vergi dairesi görevlilerince düzenlenen tutanak, icra dosyası, keşif, fotoğraflar, tanık ifadeleri ve diğer delillere dayanmıştır. Davacı şirket tarafından yapıldığı iddia olunan işlerle ilgili olarak düzenlenen ve davalıya gönderilen 11.09.2006 tarihli 60979 sayılı 32.302,50 TL bedelli irsaliyeli faturaya davalı tarafından … 11. Noterliği’nden keşide edilen 19.09.2006 tarih 82690 sayılı ihtarla itiraz edilmiş, itiraz nedeni olarak akdî ilişkinin bulunmadığı, herhangi bir iş yaptırılmadığı ve malzeme satın alınmadığı, faturanın gerçeği yansıtmadığı belirtilmiştir. Davacı şirket tarafından tek yanlı düzenlenen ve davalı tarafından kabul edilmeyip itiraza uğrayan fatura akdî ilişkinin varlığına delil olamaz. Diğer yazılı ve görsel delillerin ise dava konusu inşaatla bir ilişkisi saptanamadığı gibi, davalının imzasını içermediğinden davalı yönünden bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. İçerikleri itibariyle bu delillerden akdî ilişkinin varlığı yönünde bir sonuca da varılamamaktadır. 1086 Sayılı HUMK’nın 288 ve 289, 6100 Sayılı HMK’nın 200. maddelerine göre 2006 yılı itibariyle 430,00 TL’nin üzerindeki hukuki işlemlerin senetle ispat edilme zorunluluğu olup açıkça muvafakat edilmedikçe tanık dinlenilmesi caiz olmadığından akdî ilişkinin tanık delili ile ispatı mümkün değildir. Davacı 21.07.2008 tarihli dilekçesi ile 5 tanık bildirmiş ise de, tanık dinlenilmesine davalı tarafından açıkça muvafakat edilmediğinden, aksine karşı çıkıldığından usule aykırı olarak dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak akdî ilişkinin kanıtlandığı kabul edilemez.Yukarıda açıklandığı gibi akdî ilişkinin varlığı yazılı delillerle kanıtlanamamış ise de, davacı 13.06.2008 günlü delil listesinde “diğer tüm deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan mahkemece yapılacak iş; yemin teklif edebileceğini davacıya hatırlatmak, yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ederse davayı reddetmek, yemin teklifinde bulunursa usuli işlemleri tamamlayıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek akdî ilişkinin kanıtlandığından bahisle davanın kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın davalı … yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.