YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/188
KARAR NO : 2011/3109
KARAR TARİHİ : 25.05.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
İhbar Olunanlar :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan kâr kaybı ve manevi tazminatın tahsili istenmiş, mahkemece manevi tazminat isteminin reddine, kâr kaybı isteminin kabulüne dair verilen ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine ikinci kez kısmen kabule karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin 13.02.2009 T., 2008/279 E., 2009/746 K. sayılı bozma ilâmında özetle, bilirkişilerden ek rapor alınarak 24.07.1998 günlü sözleşmenin hasren 1/(b) ve (c) bentlerinde yer alıpta yaptırılmayan işler nedeniyle davacının uğradığı kâr kaybının BK’nın 356/I. maddesi delaletiyle BK’nın 325. maddesindeki ilkeler doğrultusunda hesaplattırılması, buna göre de davacının dava konusu işleri yapmamaktan dolayı tasarruf ettiği “tüm giderler” ile aynı dönemde “diğer bir iş yaparak kazandığı” veya “kasden yapmayarak mahrum kaldığı” gelirlerin tesbit ettirilmesi ve belirlenecek kâr kaybından indirilmesi suretiyle bir sonuca varılması gerektiği ifade olunmuştur.
Bozmaya uyulmakla gereğinin yerine getirilmesinin zorunlu olduğu açıktır. Hâl böyle iken mahkemece, davacının dava konusu işleri yapmamaktan dolayı tasarruf ettiği giderler konusunda herhangi bir inceleme yapılmamış, davacının sadece kayıtlı bulunduğu vergi dairesinden vergi beyanname örnekleri getirtilmiş, kayıtların gayrimenkul sermaye iradına ilişkin olduğu, yaptığı iş veya işler nedeniyle herhangi bir bildiriminin bulunmadığı saptandıktan ve davalı Bakanlıktan da akdî ilişkinin bozulduğu 2003 yılından sonra başka bir iş almadığı belirlendikten sonra aynı dönemde diğer bir iş yaparak kazandığı veya kasden yapmayarak mahrum kaldığı bir gelirinin tesbit edilemediği gerekçesiyle aynı yönde görüş bildiren bilirkişi kurulu ek raporuna itibar edilerek BK’nın 325. maddesine uygun bir araştırma yapılmaksızın ve bozma gerekleri yerine getirilmeksizin önceki karar gibi hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; uyuşmazlık konusu hakkında uzmanlığı bulunan üniversitelerin heykel bölümlerinden seçilecek bir öğretim üyesi, mali müşavir ve yorumda yardımcı olmak üzere hukukçu bir bilirkişiden oluşturulacak kurul marifetiyle bozmadan önce alınıp hükme esas tutulan 28.06.2006 ve 29.03.2007 günlü raporlarda yapıldığı gibi sadece kısmi bir takım dava konusu işlerin yapılmamasından dolayı tasarruf edilen giderlerin tesbiti ile yetinilmeyip davacının ticari bir iş yaptığı da gözetilerek varsa tuttuğu defter ve kayıtları da getirtildikten sonra tasarruf ettiği işçilik ve diğer personel, malzeme, ekip ve ekipman, şantiye, vergi, sigorta primleri gibi tüm giderlerin, bunun yanında başka bir iş yapılmışsa kazanılan bedelin, böyle bir iş yapılmamış ise başka bir iş yapmak konusunda kaçınma gösterilip gösterilmediği değerlendirilerek, kaçınma olduğu kanısına varıldığı takdirde mahrum kalınan gelirin tesbit ettirilmesi ve daha sonra da belirlenecek kâr kaybından indirilmesi suretiyle bir sonuca varılması olmalıdır.
Değinilen hususlar gözardı edilerek, hükmüne uyulan bozma ilâmına aykırı ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukakıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 25.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.